Kalp atışını, kan dolaşımını ve tüm öteki fiziksel süreçleri yavaşlatacak. | Open Subtitles | هذا سوف يبطىء نبض قلبه، و الدوره الدمويه و بالتالى جميع عملياته الحيويه |
Felce uğratıcı bir etki yarattığından kalp atışlarını yavaşlatacak. | Open Subtitles | ذلك قلبك يبطىء من نبضاته بينما يبدأ الشلل فى جسدك |
Madem teknesine doğru sürüyor o zaman arabasında onu yavaşlatacak ya da dikkatleri üstüne çekecek bir sorun çıkmasını istemez. | Open Subtitles | إن كان يقود بإتجاه قاربه فلا يريد أن تحدث له مشاكل في السيارة هذا من شأنه أن يبطىء حركته |
İşleri yavaşlatır. Ödemeleri durduracaklar. Bu, işleri daha fazla yavaşlatır. | Open Subtitles | سيسحبون تمويلهم وذلك قد يبطىء عملهم أكثر وأكثر |
Diğer taraftan burası 1940'ların teknolojisine sahip, ...bu da işleri yavaşlatır. | Open Subtitles | من الناحيه الأخرى تقنيتهم مثل 1940 أو أقل الذى يمكن أن يبطىء الأمور |
Düşünmek seni yavaşlatır. | Open Subtitles | التفكير سوف يبطىء حركتك فحسب |