"يبكون" - Translation from Arabic to Turkish

    • ağlıyorlar
        
    • ağlayan
        
    • ağlar
        
    • ağlamaz
        
    • ağlarlar
        
    • ağlayarak
        
    • ağlıyordu
        
    • ağlayıp
        
    • ağlatmak
        
    • ağladıklarını
        
    • ağlıyorlardı
        
    • ağlamaya
        
    • ağlayınca
        
    • ağladığını
        
    • Gözyaşı
        
    Pekala, senin burada keyfin yerinde, ama geride bıraktığımız insanlar ağlıyorlar. Open Subtitles حسناً، يمكنكِ الضحك الآن، لكن بعضٌ من أولئك الأشخاص كانوا يبكون
    İlk uzaklık tabelasını yaptıktan sonra ağlayan bir adam tanımıştım. Open Subtitles لقد رأيت رجالا يبكون قبل حتى أن يتعدوا أول ميل
    Bazı insanlar küçük bir kız gibi mızmızlık edip ağlar, Open Subtitles بعض الناس يبكون و يشتمون هذا الأمر مثل الفتيات الصغيرات
    Bilirsin, insanlar orta bir sorun yokken ağlamaz. Open Subtitles جميع الأشخاص اللذين أعرفهم يبكون دون سبب
    Bebekler selam duramaz. Onlar ufacıktır. Ağlamamaları gereken yerde bile ağlarlar. Open Subtitles الاطفال صغار لا يستطيعون القاء التحيه انهم يبكون اغلب الوقت
    Çocuklar sürekli olarak ağlayarak yanıma gelip François'nın kendi eşyalarını çaldıklarını söylüyorlar. Open Subtitles لكن لاحقا الأطفال أتوني يبكون.. وأخبروني بأن... فرانسوا سرق أشياء من عندهم.
    Evden ayrılışımı hatırlıyorum. Kardeşlerim ve annem ağlıyordu... O gün babam bile duygusaldı. Open Subtitles أذكُر عند رحيلي كانت أمي وإخوتي .يبكون حتى أبي كان عاطفِيّ ذلك اليوم
    Çok acıklı. Kocaları yok ve ağlıyorlar. Open Subtitles هذا مؤسف للغاية ليس لديهم أزواج و يبكون كثيراً
    Ve şu anda... siz aptal eşekler gibi gülerken... onlar mezarlarında ağlıyorlar! Open Subtitles و بينما تضحكون كالأغبياء هم يبكون على حالنا فى قبورهم
    ağlıyorlar, çığlık atıyorlar inliyor, kahkaha atıyorlar, dayanılmaz bir şey bu! Open Subtitles انهم يبكون .. انهم يجأرون يئنون , و يضحكون انهم غير قابلين للاحتمال
    Biz ağlayan herkesle birlikte ağlayan ve sevinen herkesle birlikte sevinebilen bir Tanrı istiyoruz TED نريد ربأً يستطيع أن يبكي مع الذين يبكون, ويبتهج مع المبتهجين.
    Bu nedenle ağlayan çok adam tanıdım. Open Subtitles و لقد رأيت العديد من الشبان يبكون على علب بيرتهم
    - Birinci yıllarının sonunda hayatları ya da olayların nasıl sonuçlandığı hakkında ağlayan çocuklar. Open Subtitles أطفال في نهاية السنة الجامعة الأولى يبكون بسبب حياتهم, بسبب كيف تحوّلت الأمور.
    Güçlü insanlar da ağlar. Open Subtitles الرجال الأقوياء يبكون أيضاً الرجال الأقوياء يبكون أيضاً
    -Ağlamak normal bir şeydir, insanlar ağlar. Open Subtitles حسنا انه لبكاء، الناس يبكون هذا عظيم لكن أنا لا ابكي
    Erkekler ağlamaz ve sen ağladığında... o çok eğleniyor, güven bana. Open Subtitles الأولاد لا يبكون بينما أنتِ.. إنه يحضر حفلة, ثقي بي.
    Bazen çocuklar bağırırlar, ağlarlar veya resim çizerler. Open Subtitles بعض الأحيان يصرخ الأطفال أو يبكون أو يرسمون صور
    Demir parmaklıkların arasından ellerini uzatıp ...ağlayarak yalvarıyorlardı. Open Subtitles وكانت أيديهم تصل إلى خارج الأسوار وكانوا يبكون ويتوسلون
    Ve uçaktakiler ağlıyordu. Yani ağlayarak dua ediyorlardı, tamam mı? Open Subtitles وكل من كانوا على متن تلك الطائرة كانوا يبكون
    ağlayıp sızlanmak... Tam istedikleri şeyi yapıyoruz. Open Subtitles يبقون يبكون و ينتحبون و نحن ننفذ ما يطلبوه منا
    İşte olsu. eğer diğer eline de yaparsan, seni bizim kiliseye götürüp bütün yaşlı kadınları ağlatmak istiyorum. Open Subtitles ها نحن ذا لا تفعل هذا بيدك الأخرى وإلا إظطررت لأخذك إلى الكنيسة حيت جميع السيدات العجائز يبكون
    Biliyorum, şehrin öbür ucundan benim için ağladıklarını duydum. Open Subtitles أنا أعلم , لقد سمعتهم يبكون لي و أنا في الرواق
    Ama orayı terk ettiğimizde, her iki tarafı da, ayrılmak istemedikleri için ağlıyorlardı. TED عندما غادرنا، كل من الطرفين، كانوا يبكون لأنهم لم يريدوا المغادرة.
    Neden bilmiyorum ama bunu çaldığınız zaman insanlar direk ağlamaya başlıyor. Open Subtitles لا أعلم ماذا بها يجعل الناس يبكون فوراً عندما يستمعوا لها.
    Demek güvercinler ağlayınca böyle hissediyormuş. Open Subtitles إذاً هذا الشعور الذي يخالج الحمام عندما يبكون
    Arkada deniz kızlarıyla ilgili hayallerini yıktığım birkaç kişinin ağladığını görüyorum. TED أرى مجموعة من الناس يبكون في الخلف يبدو أنني هدمت فكرتهم عن حوريات البحر.
    Doğmamış olanlar, Gözyaşı dökmezler ve pişmanlık duymazlar. Open Subtitles أولئك الذين لم يولدوا، لا يبكون ولا يندمون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more