"يتبقَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • kalmadı
        
    • kalmamış
        
    • kalan
        
    • Geriye
        
    Karım da gittiğine göre doğruları konuşacak kimsem kalmadı artık. Open Subtitles عندما رحلت زوجتي لم يتبقَ لي أحداً ليقول لي الصدق
    Ama saklanılabilir, bilirsin. Geride pek fazlası kalmadı Open Subtitles لكن يمكن للمرء أن يختبئ، لم يتبقَ الكثير
    Herkes yerlerine! Zamanımız kalmadı! Open Subtitles جميعكم إلى مواقعكم لم يتبقَ الكثير من الوقت
    Şarap kalmamış. Getirmeme yardım etsene. Open Subtitles سـاعدني في إحضـار بعض النبيذ، لم يتبقَ منه الكثيـر.
    Korkarım hiç kalmamış, efendim. Open Subtitles أخشى أنّه لم يتبقَ منها أي زجاجة، سيّدي.
    Geriye kalan bir şeyim yok. Open Subtitles لم يتبقَ لي شيئاً
    Problem şu ki, 1013'den Geriye fazla bir şey kalmadı kardeş. Open Subtitles المشكلة هي أنّه لم يتبقَ الكثير من 1013 يا أخي
    Yazık, hiç kalmadı. Open Subtitles يا لا الشيء المثير للشفقة، فلم يتبقَ أيّ منها.
    Neredeyse hiç malımız kalmadı. Sadece 15-20 kilo kaldı. Open Subtitles لقد أفرغتم مخزوننا تقريباً، لم يتبقَ سوى 30 أو 40 رطلاً.
    Ve eğer haklıysam fazla bir zamanın kalmadı. Open Subtitles إذا كنت على صواب، فلم يتبقَ لك المزيد من الوقت
    Anlayacağın burada yatağına tırmanacağın kimse kalmadı. Open Subtitles لم يتبقَ أحدٌ لكِ لتزحفي معه إلى السرير هنا
    - Bak, yapacak bir şey kalmadı. Kendinizi kurtarmanız demek, zekânızla milyonlarcasını kurtaracaksınız demektir. Open Subtitles إسمعوا، لم يتبقَ شيء لفعله، بإنقاذكم لأنفسكم، ستنقذ عقولكم ملايين أخرى في المستقبل.
    Atların çoğu ordu için alınmıştı. Gerisiyse onları besleyecek bir şeyimiz kalmadı. Open Subtitles أُخذت أغلب الأحصنة للجيش، وأمّا بالنسبة للبقية فلم يتبقَ مانطعمها به.
    Ödeşeceği başka kimse kalmadı. Bir sonraki adımı ne olur sence? Open Subtitles لا يتبقَ أحد إلى صفه باعتقادك ما هي خطوته التالية؟
    İçki miçki kalmadı. - Gelip, kurtlarımı dökeyim dedim. Open Subtitles لم يتبقَ شيئًا لتشربه - رأيت أن أمر لأجل جولة شراب -
    Düşünüyorken bazen kendime: "Hiçbir şeyim kalmadı." derdim. Open Subtitles :أحياناً كنت أجلس فقط وأقول "لم يتبقَ لى شيئاً"
    Zaman zaman, geldiği gezegene haber gönderecek teknoloji var olmuş ama o vakte, cevap verecek kimse kalmamış. Open Subtitles "بين الفينة والأخرى ،كانت التكنولوجيا توصل الأخبار إلى موطنه" "لكن بحلول الآن لم يتبقَ أحد ليردّ"
    Aman Tanrım! Artık sana öğretecek bir şeyim kalmamış. Open Subtitles يا إلهي لم يتبقَ ما أعلمه لك
    Geride çok fazla birşey kalmamış. Open Subtitles لم يتبقَ منها الكثير
    Yaşayacak fazla zamanın kalmamış olabilir. Open Subtitles لعله لم يتبقَ الكثير منها
    O hâlde Geriye kalan tek şey hoşça kal demek. Open Subtitles إذًا لم يتبقَ إلّا الوداع
    Ancak tamamen hırçınlaşmıştı. İnsaniyetinden Geriye pek bir şey kalmamıştı. Open Subtitles و لكنه كان قاسياً و لم يتبقَ فيه انسانية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more