Etrafta bu haydutlar varken kim buraya gelmeye cesaret edebilir? | Open Subtitles | يا لونغ , مع كل أفراد العصابة حولنا لا أحد يتجرأ للمجيء والأكل هنا بعد الآن |
Bu güçlü gagalar kuşların işine cesaret edip karışanları yaralayacak kadar güçlüdür. | Open Subtitles | هذه المناقير القوية هي قوية كفاية لجرح أي شيء أو أي شخص يتجرأ على التصادم مع الطيور. |
Ülkeyi demir yumrukla yönetirdi. Yetkisini sorgulamaya cüret eden herkes tutuklandı, işkence gördü, hapse atıldı ve hatta öldürüldü. | TED | لقد حكم البلاد بقبضه من حديد وأي شخص يتجرأ ويعترض على السلطة كان يتم إعتقاله ، تعذيبه سجنه ، أو حتى قتله |
Suzuran'da üstümüzden yükselmeye cüret eden herkes parçalanacaktır. | Open Subtitles | أي احد يتجرأ عل الصعود فوقنا في سوزوران سوف يُسحق |
Onu öyle bir küçümsemeli ki, Charlie'nin bir daha onu düşünecek cesareti olmasın. | Open Subtitles | اهينيه بطريقة سيئة جدا لدرجة أنه .لن يتجرأ على التفكير بليلى ثانية .فهمتي |
Beş yıllık görevinde bilinmeyen yeni dünyaları keşfedecek yeni yaşamları ve yeni medeniyetleri ortaya çıkartacak ve cesaretle kimsenin daha önce gitmediği yerlere gidecek. | Open Subtitles | خمس سنوات من المهام لاستكشاف عوالم جديدة وغريبة ... للبحث عن حياة جديدة وحضارة جديدة ... للذهاب حيث لم يتجرأ أحد من قبل |
Şu an suçlayacak birine ihtiyacının olduğunu biliyorum ama Elizabeth kendini öldürme cesaretini bulan kişinin onun korktuğu başka bir hükümdar olmasını öldürme emrini asla vermez. | Open Subtitles | أعرف إنكِ بحاجه لأحد تلقين اللوم عليه الأن لكن اليزابيث لن تأمر يوماً بقتل حاكم خوفاً من أن يتجرأ أحدهم يوماً على قتلها. |
Ona kendi ellerimle öyle bir ölüm hazırlayayım ki... bir daha kimse annesini öldürmeye cesaret edemesin. | Open Subtitles | بيدي سوف أقتله أبشع قتلة حتى لا يتجرأ أي ولد و يقتل أمه مرة أخرى |
Sert biri. Olayı, kimsenin gitmeye cesaret bile edemediği yerlerden petrol çıkarması. | Open Subtitles | و سبب نجاحه هو قيامه بالتنقيب عن النفط بأماكن لا يتجرأ أحد على التنقيب فيها |
O kavgadan sonra kimse yanına yaklaşmaya cesaret edemedi. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الشجار لم يتجرأ أن يقترب منه أحد |
Sarayın içerisinde yüzünü gizleyip gezmeye kim cesaret edebilir? | Open Subtitles | من يتجرأ على تغطية وجهه بعباءة بين جدران القصر؟ |
Böyle bir şey için kim cesaret ederse. Sadece onun gibi feci şekilde ölecek. | Open Subtitles | من يتجرأ على قول مِثلَ هذا الشيء سيموت مثل هذهِ الموته المُرعبه. |
Korkunç bir şey. Kimse konuşmaya cesaret edemiyor. | Open Subtitles | فبالكاد يتجرأ بالحديث معنا أي أحد |
Hiçbir hükümdar kafasına göre hareket edip de dinle ilgisi olmadığı halde böyle bir şeye cüret edemez. | Open Subtitles | الحُكم الأعلَى بِأنه لا أمِير دنيَوي قد يتجرأ بِأي قَانِون ليَأخذه حَتى لِنفسه |
Yatakhane Başkanı Kuran'ın elini bu şekilde tutmaya nasıl cüret eder? | Open Subtitles | كيف يتجرأ بمسك معّصم الرئيس كوران بهذا الشكل ؟ |
Teslim olmaktan bahsetmeye cüret eden kişinin sonu bu masa gibi olacak! | Open Subtitles | أى شخص يتجرأ على ذكر الأستسلام سيكون مصيره مثل تلك الطاولة |
Ama sakın onlardan yardım istemeye cüret etmeyin. | Open Subtitles | ولكن لن يتجرأ .. أحدكم للحصول على المساعدة |
Yardımcı yönetmen olana dek çıkma teklif etmeye cüret edememişti. | Open Subtitles | كان عليه أن يصل إلى منصب مساعد الرئيس قبل أن يتجرأ ويطلب مني الخروج معه. |
Bir daha azla o cesareti yakalayamayacak. | Open Subtitles | لن يتجرأ على طلب الزواج مني مجدداً |
Beş yıllık görevinde bilinmeyen yeni dünyaları keşfedecek yeni yaşamları ve yeni medeniyetleri ortaya çıkartacak ve cesaretle kimsenin daha önce gitmediği yerlere gidecek. | Open Subtitles | خمس سنوات من المهام لاستكشاف عوالم جديدة وغريبة ... للبحث عن حياة جديدة وحضارة جديدة ... للذهاب حيث لم يتجرأ أحد من قبل |
Buna rağmen cesaretini toplayıp Caroline'i akşam yemeğine davet etmesi 6 ayını aldı. | Open Subtitles | رغم أن الأمر تطلب ...لستة شهور أخرى (قبل أن يتجرأ ويسأل (كارولين أن تتناول معه العشاء |
Bu yarışmayı izleyenlerin artık hiçbiri Dal Po'nun testi çaldığını iddia edemeyecek. | Open Subtitles | لن يتجرأ أحد على اتهام دال بو بالسارق. أليس هذا رائعاً? |