"يتجزأ من" - Translation from Arabic to Turkish

    • ayrılmaz
        
    • parçası
        
    Etiyopya'da kuşlar müziğin kökeninin ayrılmaz bir parçası olarak görülürler. TED في إثيوبيا، تُعتبر الطيور جزءً لا يتجزأ من جذور الموسيقى ذاتها.
    Sağlık sistemi ve diğer önemli sağlık kurumlarını korumanın görevlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu görsünler istiyoruz. TED نحن نريدهم أن يرون أن حماية الأنظمة الصحية والمؤسسات الاجتماعية الأساسية الأخرى جزء لا يتجزأ من مهمتهم.
    Tesla'nın gerçek ve önemli yanı, uygarlığımızın, günlük hayatımızın ve halihazırdaki savaş çabamızın ayrılmaz bir parçası olan büyük başarılarında yaşıyor. Open Subtitles المهم في حياة تيسلا هو انجازاته وهي عظيمه وجزءا لا يتجزأ من حضارتنا، من حياتنا اليومية في جهودنا الحربيه
    Booth Hill'la ilgili gelişmeler planlama bürosunu içine alan tezgâhın bir parçası. Open Subtitles تطوير بوث هيل هو جزء لا يتجزأ من مخطط الإسكان التابع للمجلس.
    Çünkü çaresizlik, iç savaş, açlık ve kıtlık, Afrika gerçeğinin parçası olmalarına rağmen, gerçeklik, sadece bunlardan ibaret değildir. TED ﻷن البؤس، والحرب الأهلية، والجوع والمجاعات، على الرغم من أنهم جزء لا يتجزأ من واقعنا الأفريقي، إنهم ليس الواقع الوحيد.
    Hakimiyet, itaat etme, ve acı eğitimin ayrılmaz parçaları. Open Subtitles الهيمنة، الخنوع، والألم هي جزء لا يتجزأ من عملية التدريب.
    Yani, üçlünün ayrılmaz parçası oldu, onun yerini asla dolduramam. Open Subtitles أعني, إنّها أصبحت جزء لا يتجزأ من الثلاثي, ولا يمكنني إستبدالها.
    Tayvan'ın, Çin'in ayrılmaz bir parçası olduğunu anlamak zorundasınız. Open Subtitles عليك أن تفهم ان تايوان جزء لا يتجزأ من الصين
    Yüzbaşı Mane'in, ekibinin ayrılmaz bir parçası olduğundan bahsediyor. Open Subtitles يتحدث عن كون الملازم ماين جزء لا يتجزأ من فريقه.
    Müzik Afro-Amerikan kültürün ayrılmaz bir parçası. Open Subtitles حسنًا، الموسيقى جزء لا يتجزأ من ثقافة الأفارقة الأميركيين
    "Ama iletişimi sürdürmek bebeğin güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır." Open Subtitles واضاف "لكن الحفاظ على التواصل هو جزءا لا يتجزأ من سلامة الطفل
    Disiplin eğitimimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Open Subtitles الانضباط... هو جزء لا يتجزأ من التعليم لدينا ..
    Ve şaka yapılmış olmak, S.H.I.E.L.D. ajanı olmanın ayrılmaz bir parçasıdır. Open Subtitles وأن تتعرض لمقلب لهو جزء لا يتجزأ من كونك عميل لـ(شيلد)
    Bayan Sharma Bay Agos'un şirketi için ayrılmaz bir parçasıdır. Open Subtitles جزء لا يتجزأ من العمل بشركة ( أغوس)
    Demokrasinin başı dertte, bunda şüphe yok ve bu kısmen, kendinin de bir parçası olduğu derin bir ikilemin sonucu. TED الديمقراطية تواجه مشكلة بلا شك، وهي تشكل جزء لا يتجزأ من مشكلة عميقة.
    Yani aslında izlemek, olayın epey büyük bir parçası. TED وبعبارة أخرى، تعتبر مشاهدته جزءا لا يتجزأ من هذا الحدث.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more