Çünkü donup kalırlar gözlerine ışık çarptığında karım onu kamyonetin arkasına yükledi | Open Subtitles | لأنهم يتجمدون عندما يأتي الضوء في أعينهم لقد حملته الى خلف الشاحنة |
Bu çocuklardan bazıları ilk atlayışlarında donup kalır. | Open Subtitles | أتعلم أن البعض من هؤلاء الرجال يتجمدون عند قفزتهم الأولى |
Bazı yerlerde, insanlar sıcaktan patlıyor bazı yerlerde ise soğuktan donuyorlar. | Open Subtitles | في بعض الأماكن، يحترق الناس من الحرارة وفي البعض الآخر يتجمدون من البرودة |
Karım, çocuklar bu yurtta hepsi donuyorlar. | Open Subtitles | ... الزوجة و الأطفال في الخيمة كلهم يتجمدون |
Bu soğukta buraya kitap almaya mı geldik yani? -Yani sinemaya falan değil... sadece kitap almaya mı geldik? | Open Subtitles | كل هؤلاء الناس يتجمدون هنا لشراء بعض الكتب ؟ |
Ve yurttaşlarımız soğuktan donarak öldükleri için, fevkalade bir teknoloji dikkatimi çekti. | Open Subtitles | سمعت عن كل الطرق الرخيصة للحصول على الطاقة ومواطنينا يتجمدون حتى الموت |
Bir zenci tarafından suratına silah tutulan her 10 kişiden 9'u donup kalır. | Open Subtitles | نعم, حسنا, تسعة من أصل عشرة اصدقاء... الزنوج يقحمون السلاح بوجوههم, وهم يتجمدون. |
Bazen donup kalıyorlar, ne garip değil mi? | Open Subtitles | نعم. انهم يتجمدون أحياناً. غريب؟ |
İnsanlar paniğe kapılır, ...donup kalırlar. | Open Subtitles | الرعب يحل الناس يتجمدون |
Yazları kavruluyorlar; kışları donuyorlar. | Open Subtitles | في الصيف يحرقون و في الشتاء يتجمدون |
5000 adamım dondurucu soğukta çamurun içinde. | Open Subtitles | خمسة آلاف من رجالي بالخارج يتجمدون |
5000 adamım dondurucu soğukta çamurun içinde. | Open Subtitles | خمسة آلاف من رجالي بالخارج يتجمدون |
Ve yurttaşlarımız soğuktan donarak öldükleri için, fevkalade bir teknoloji dikkatimi çekti. | Open Subtitles | ومواطنينا يتجمدون حتى الموت وقد اهتممت بتقنية عميلة جديدة |