Beverly Glen, Pico'dan kuzeye doğru şartlı tahliye edilmiş silahla saldırı zanlısının peşindeler. | Open Subtitles | يتجه شمالاً إلى بيفرلى جلين ، بيكو مُحقق معه سلاح يتبع مُشتبه به |
Hedef anayol boyunca... kuzeye doğru ilerliyor. | Open Subtitles | الهدف يتجه شمالاً صوب الطريق الرئيسي مباشرةً. |
Tamam gördüm onu. East River Drive'da kuzeye doğru gidiyor. | Open Subtitles | نعم، لقد رأيته، إنه يتجه شمالاً على طريق (ايست ريفر) |
Mavi ekose gömlek, kamera kutulu, çantalı, kabalık arasından Kuzeye gidiyor. | Open Subtitles | يرتدي قميص أزرق اللون منقوش ، يقف بساحة وسائل الإعلام يحمل حقيبة وهو يتجه شمالاً من خلال الإزدحام |
Kuzeye gidiyor. Hemen destek gönderin. | Open Subtitles | يتجه شمالاً , أطلب دعماً فورياً |
Kuzeye gidiyor olabilirler. Belki Kanada'ya kaçacaklardır. | Open Subtitles | " يبدوا أنه يتجه شمالاً , ربما يهرب إلى " كندا |
kuzeye doğru gidiyordu, çıkar çıkmazda aradım zaten. | Open Subtitles | كان يتجه شمالاً. إتصلتُ حالما ذهب. |
Quentin'in son geçtiği yer 5200. blok bölgesi, şuan trafikte, kuzeye doğru gidiyor. | Open Subtitles | آخر مكان له في المجمع 5200 لـ"شيكاغو" إنه يتجه شمالاً. |
Hedeflerimiz 17 no'lu güzergahta kuzeye doğru yol alıyorlar. | Open Subtitles | ! الهدف يتجه شمالاً على الطريق 17 |
- Ben Gizli Servis Ajanı Marcus Finley, 17. caddeden kuzeye doğru giden bir şüphelinin peşindeyiz. | Open Subtitles | (ماركوس فينلي)نقوم بمطاردة مشتبه به يتجه شمالاً للشارع 17 (فرانك بيك وث) |
- kuzeye doğru gidiyor. | Open Subtitles | إنّه يتجه شمالاً |
Sam? Askeri araçla kuzeye doğru gidiyor. | Open Subtitles | ( سام ) إنه في المدرعة الرئيسية يتجه شمالاً . |
Görünüşe göre Gadreel kuzeye doğru gidiyor. | Open Subtitles | يبدو أن (جادريل) يتجه شمالاً. |
Harrisburg. Kuzeye gidiyor. | Open Subtitles | هاريسبورج"؟" - يبدو أنه يتجه شمالاً |
Sam. Askeri araçla Kuzeye gidiyor. | Open Subtitles | ( سام ) إنه في المدرعة الرئيسية يتجه شمالاً . |