Annemin resimlerine gözlerini dikip kendi kendine konuşuyor. | Open Subtitles | يحدق بصورة أمي, يتحدث إلى نفسه. |
Erkek arkadaşın arkada kendi kendine konuşuyor. | Open Subtitles | حبيبك في الخلف يتحدث إلى نفسه. |
Ve sanırım kendi kendine konuşuyor. | Open Subtitles | وأعتقد أنه يتحدث إلى نفسه. |
Bu sabah ikinci kez onu kendi kendine konuşurken duydum. | Open Subtitles | مرة ثانية هذا الصباح عندي سمع له يتحدث إلى نفسه. |
İstediğin yerde görüşmemizin sorunu yok ancak işverenim kendi kendine konuşurken endişeleniyorum. | Open Subtitles | ليس لدي مشكلة لأتقابل معك في أي مكان ولكنني أقلق عندما أجد من وظفني يتحدث إلى نفسه |
kendi kendine konuşuyor. | Open Subtitles | إنه يتحدث إلى نفسه |
kendi kendine konuşuyor. | Open Subtitles | انه يتحدث إلى نفسه. |
kendi kendine konuşuyor, efendim. | Open Subtitles | -إنه يتحدث إلى نفسه يا سيدي |
Demek Milo kendi kendine konuşuyor. | Open Subtitles | إذا، "ميلو" يتحدث إلى نفسه. |
Bu adamı kendi kendine konuşurken gördüm. | Open Subtitles | ... رأيت هذا الشخص يتحدث إلى نفسه منذ قليل مجنون حقيقي |