Sanki içimde olduğunda, benimle konuşuyor gibi. | Open Subtitles | يبدو وكأنه يتحدث إليّ عندما تكون بداخلي وكانه يمتلك صوت صغير خاص به |
- Toprak yine benimle konuşuyor. | Open Subtitles | ـ صه ـ التراب يتحدث إليّ مجدداً ـ وماذا يقول؟ |
70'li yılların başında yaptığım çizimleri gördükten sonra benimle konuşmadı. | Open Subtitles | لم يكن يتحدث إليّ بعد ذلك، بعد أن رأى بعض أعمالي في أوائل السبعينات. |
Ondan sonra benimle konuşmadı. | Open Subtitles | لم يتحدث إليّ بعد ذلك |
Birşey benimle konuşuyordu. | Open Subtitles | شئ ما يتحدث إليّ |
Whoa! Sanki Chester V bilim diliyle direkt olarak benimle konuşuyordu. | Open Subtitles | يبدو وكأن (تشستر في) يتحدث إليّ مباشرةً باستخدام لغة العلوم |
Hep yalnız olmak istiyor, benimle konuşmuyor, kabus görüyor. | Open Subtitles | هو دائماً يريد أن يكون لوحده. هو لا يتحدث إليّ. |
Herkes benimle konuşuyor. | Open Subtitles | الجميع يتحدث إليّ |
Herkes benimle konuşuyor. | Open Subtitles | الجميع يتحدث إليّ |
benimle konuşuyor, bana güveniyor. | Open Subtitles | إنه يتحدث إليّ, ويثق بي |
benimle konuşuyor. | Open Subtitles | يتحدث إليّ. |
Ona bir şeyler söyledim, ve şimdi de benimle konuşmuyor. | Open Subtitles | لقدقلتأشياءاً, و الآن هو لا يتحدث إليّ |
O benimle konuşmuyor. | Open Subtitles | هو من لا يتحدث إليّ |