| - Son gördüğümde prenseslerle konuşuyordu. | Open Subtitles | آخر مرّة رأيته كان يتحدّث مع الأميرات |
| Birisiyle konuşuyordu. | Open Subtitles | كان يتحدّث مع احد |
| Adam kaptanla konuşuyordu. | Open Subtitles | -كان يتحدّث مع الرّبان |
| Neden Gözcü 25 yıl önce ölmüş birini babasıyla konuşması için peşinde sürüklesin ki? | Open Subtitles | 25سنة عبر الزمن لكي يتحدّث مع أبيه وحسب؟ لا أعلم |
| Peter son zamanlarda çok şey atlattı. Belki birisiyle konuşması gerekir. | Open Subtitles | قاسى (بيتر) مؤخراً، ربّما يجب أن يتحدّث مع متخصص |
| Ağzından kaçırdığı şey birisiyle cinayetler hakkında konuştuğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | تلك الزلّة تُثبت أنّه كان يتحدّث مع شخصٍ ما حول تلك الجرائم. |
| Dougie, patronunun Gören Gözler'le konuştuğunu anlamasından endişeleniyor. | Open Subtitles | (دوجيو) قلق أن يكتشف الزعيم أنه كان يتحدّث مع (ذو العينين) |
| Şu anda polislerle konuşuyordur herhalde. | Open Subtitles | أعتقد بأنّه يتحدّث مع الشرطة الآن .. |
| Nereye gitti ki acaba? Büyük ihtimalle Bayan Liang ile konuşuyordur. | Open Subtitles | هو على الأرجح يتحدّث مع السيدة (ليانغ) |
| Chen muhtemelen katiliyle konuşuyordu ve hazırlıksız yakalandı. | Open Subtitles | (شن) كان من المرجح يتحدّث مع القاتل... وأطلق على حين غرة. |
| Castle, dışarıdan birisiyle konuşuyordu. | Open Subtitles | -كاسل)، كان يتحدّث مع شخص من الخارج) |
| - Birisi Kâhin'le konuşuyordu gerçek Kâhin'le. | Open Subtitles | -كان هناك شحص يتحدّث مع المستبصر ، |
| Kitapçıda Carl ile konuşuyordu. | Open Subtitles | يتحدّث مع (كارل) في متجر الكتب |
| Carlos'la konuşması için arabanın yanına gönderdiler. | Open Subtitles | أجل، أخبروه بأن يذهب للسيارة حتى يتحدّث مع (كارلوس) وعاد إلينا مضطرباً |
| Vince'ın Marcus Gerber'le konuştuğunu fark ettin mi? | Open Subtitles | في حال لَم تلحظي الأمر، كان (فينس) يتحدّث مع (ماركوس جيربر). |
| Babanın Dennis'le konuştuğunu görmedim. | Open Subtitles | لم أر والدك يتحدّث مع دنيس. |