"يتحسن" - Translation from Arabic to Turkish

    • daha iyi
        
    • iyiye
        
    • iyileşiyor
        
    • iyileşene
        
    • düzeliyor
        
    • iyisi
        
    • düzelene
        
    • güzelleşiyor
        
    • düzelmedi
        
    • iyileşince
        
    • gelişme
        
    • iyileşme
        
    • düzelecek
        
    • iyileşmek
        
    • iyileşmesini
        
    Eğer bir yöneticiyi takıma koyarsanız, anlamlı derecede daha iyi oluyorlar. TED إذا وضعت مديراً تنفيذياً. على رأس الفريق، يتحسن أداؤهم بصورة ملحوظة.
    Bu çocuğa alışmaya başladım ve her gün gittikçe daha iyi oluyor. Open Subtitles لكني لم أتعاون مع هذا الفتى الا للتو وهو يتحسن كل يوم
    İşler iyiye gitmeden evvel daha da kötüleşecek- bunu böyle bilin. Open Subtitles اعتقد ان الامر سيسوء اكثر قبل ان يتحسن شيء اعلموا ذلك.
    Yoksa bu düzelmeler dünyanın tüm mücadelelere rağmen daha iyiye gittiğine bir işaret mi? TED أم أن هذا التحسن هو علامة على أن العالم وبالرغم من كل آلامه، يتحسن حاله مع مرور الوقت؟
    İyileşiyor, ama kalbin öyle bir şeyi atlattığında yaraların öyle sihir yapılmış gibi düzelmiyor. Open Subtitles هو يتحسن لكن عندما قلبك يمر بأمر كهذا الجروح لا تختفي بمفردها
    Ve işte. Onun daha iyi olacağını umarak ameliyat ettik. Bilmiyorduk. TED فهكذا كان. قد أجرينا العملية عليه آملين أن يتحسن. لم نكن نعلم.
    Tababet bizleri hayatta tutma konusunda daha iyi bir iş çıkarıyor. TED علم الطب يتحسن اداءه باستمرار لإبقائنا احياء.
    Biraz uzaklaşınca daha iyi olurum herhalde değil mi? Open Subtitles الأمر على الأرجح سوف يتحسن بوجود المسافات
    Hergün daha da iyiye gidiyor. Çok sevecen. Beni yaladı. Open Subtitles هو بخير ، هو بخير ، لقد بدأ يتحسن ، إنه حنونٌ جداً ، لقد لعقني
    Her gün daha iyiye gitti. Sadece biraz, ama daha iyi. Open Subtitles يتحسن كل يوم أكثر قليلاً جداً ولكن للأفضل
    Bu yüzden hasta olup iyileşiyor bu yüzden mavi oluyor, konuşamıyor sanki birinin bir şekilde yaşadığı bir şeyi o da yaşıyor gibi. Open Subtitles لهذا يمرض ثم يتحسن لهذا السبب تحول للأزرق ولم يستطع الكلام وكأنه يمر بتجربة.. قد مر بها شخص آخر بالفعل بشكل ما
    Düşündüğümden daha mızmız. İyileşiyor işte git gide. Open Subtitles كثير النحيب أكثر مما تخيلت، لا، إنه يتحسن
    O iyileşene kadar istediğin zaman bize akşam yemeğine gelebilirsin, tamam mı? Open Subtitles حين يتحسن , يمكنك حضور العشاء هنا فى أى وقت , إتفقنا؟
    Zor bir karar. Dokusu düzeliyor, ama birden tersine dönebilir. Open Subtitles ذلك إحراج قاسٍ, أعني أن الزرع الجلدي مازال يتحسن, لكن..
    Daha iyisi var. Open Subtitles الامر يتحسن في الاسبوع الذي كانوا ثلاثتهم
    Hava düzelene kadar onlarla bağlantı kuramayacağız. Open Subtitles سوف لا نستطيع التواصل معهم حتى يتحسن الطقس
    The Flamingo'daki gösteri gittikçe güzelleşiyor. Open Subtitles أراهن بأن برنامج فلامينغو يتحسن
    Yapabileceğimiz her şeyi yaptık ama henüz ekonomi düzelmedi. Open Subtitles لقد فعلنا ما بوسعنا, لكن الاقتصاد لم يتحسن.
    Ciddiyim, iyileşince uğrayın. Robert'in oğlu da burada. Open Subtitles أعني إنه بمجرد أن يتحسن أريدكم أن تأتوا ..
    Öğretmenlerin gelişme göstermeleri gereken yerleri teşhis etmek savaşın sadece yarısı. TED فتشخيص المجالات التي يحتاج المدرس أن يتحسن فيها ليست سوى نصف المعركة.
    Ve yetişkinlik döneminde de hiç iyileşme görülmüyor. Open Subtitles وهو لا يتحسن كثيراً خلال عقود عديدة من سن رشدك.
    Herşey düzelecek, ve kutu tekrar dolacak, bilirsin ya. Open Subtitles سوف يتحسن الحال سوف نملىء هذا الصندوق مرة اخرى, انت تعلم
    Çünkü o da senin gibi sadece iyileşmek istiyor. Open Subtitles لانه ايضاً مثلك , يريد ان يتحسن ويكون افضل
    Sadece çocuklarımın iyileşmesini istiyorum. Open Subtitles لا يهم. أريد فقط أن يتحسن الأطفال هذا كل شىء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more