kararlarını tüm hastanenin iyiliği için almalı. | Open Subtitles | عليه ان يكون محترفا عليه ان يتخذ قراراته |
Tekrar birlikte olacaksak özür dileyecek ve kendi kararlarını verebilen yetişkin bir erkek olduğumu kabullenecek. | Open Subtitles | فعليها أن تعتذر، وأن تتقبل حقيقة أنني رجلٌ ناضج يمكنه أن يتخذ قراراته بنفسه |
Senin belirttiğin gibi kararlarını kişisel saçmalıklarına göre veren bir ortağım olmuştu ve buna bir daha izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | و مثلما أشرت مسبقاً، كان لدي شريك الذي يتخذ قراراته وفقاً لأموره الشخصيه وأنا لن أسمح بأن يحدث هذا مجدداً |
Başkan kararlarını, yanlış bilgiler ışığında alıyor... ve eğer bana izin vermezseniz... sizin, benim ve 25 milyon kişinin ailesi... yarım saat içinde ölecek! | Open Subtitles | الرئيس يتخذ قراراته بناءا على معلومات خاطئة جدا وإذا أنت تركتني في الخارج عائلتك وعائلتي و25 مليون عائلة أخرى سيموتون خلال 30 دقيقة |
Kendi kararlarını vermeye hakkı var. | Open Subtitles | ويحق له أن يتخذ قراراته الخاصة |
Kendi kararlarını vermeyi. | Open Subtitles | و أن يتخذ قراراته بمفرده |
Kendi kararlarını kendi verir. | Open Subtitles | يمكنه أن يتخذ قراراته الخاصة. |