"يتربص" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekleyen
        
    • pusuda
        
    • pusuya
        
    • takip ediyor
        
    Çocuklar, hava kararıyor ve görünüşe göre dışarıda bizi bekleyen bir köpek var. Open Subtitles بدأ الظلام يحل، يا رفاق ومن الواضح أنه لدينا كلب مجنون يتربص بالمبنى
    Haritanın hemen ötesinde bekleyen yıkıcı bir kasırga tehdidiyle birlikte. Open Subtitles ناهيكم عن ذكر خطر إعصار مدمر يتربص من مكان بعيد.
    Issız bir adada gemi kazasından kurtulanları bekleyen adamla ilgiliydi. Open Subtitles انه عن رجل يتربص بالناس ليقضي عليهم في هذه الجزيرة لأنه مل من اصطياد الحيوانات
    Kardeşim eskiden "Erkeklerin kalpleri içinde kötülük pusuda yatar biliyorsunuz" diyen bir adamın radyo programını dinlerdi. Open Subtitles أخي اعتاد الاستماع إلى برنامج إذاعي عن رجل , يعرف الشر الذي يتربص داخل قلوب الرجال
    İyi geceler penceremizin önünde pusuya yatmış Arkansas katilleri. Open Subtitles تصبح على خير يا قاتل أركانساس و الذي يتربص خارج شباكنا
    Şimdi de lisede kendisine işkence eden çocuğu takip ediyor ölmesini bekliyor. Open Subtitles و الأن , يُلاحق ذلك الشخص الذى كان يُعذبه فى الثانوية... يتربص له , فى أنتظاره ليموت.
    Önümüzdeki iki saat boyunca sizi, çocuklarımızı ve bizi bekleyen dünyaya doğru bir yolculuğa çıkaracağız. Open Subtitles سنأخذكم خلال الساعة القادمة في رحلة لعالم قد يتربص بنا نحن وأطفالنا
    Evet, belki de onu bekleyen biri vardı. Eve gelince de onu gafil avladı. Open Subtitles أجل ، لا شك أن أحداً كان يتربص لها وباغتها حينما وصلت إلى المنزل
    Dışarıda onları bekleyen düşmanlardan oluşan uzun bir kuyruk- Open Subtitles طابور طويلٌ من الأعداء يتربص بهم
    Bu ne kadar tehlikeli olsa da beni öldürmek için pusuda olan kişi tam karşımda. Open Subtitles فعلى صعيد التهديدات، من بوسعه قتلي يتربص بالخارج هنا.
    - ...orada pusuda yatanı biliyorum. - Öyle mi? Open Subtitles أنا أعرف ما يتربص هناك في البئر نعم؟
    Etrafta pusuda bekleyenleri düşününce öyle. Open Subtitles حتى ينظر المرء ما يتربص له بكل مكان
    Her zaman pusuya yatmış başka bir alçak vardır Open Subtitles سوف يكون هناك دائما شرير آخر يتربص
    Gibbs, arkada pusuya yatmış gördüğüm sen misin? Open Subtitles "هل هذا أنت من أراه يتربص في الخلفية؟"
    Tehlike pusuya yattığında. Open Subtitles وعندما يتربص الخطر
    Erin, bu ekibi takip ediyor. Open Subtitles إيرين,انه يتربص بهذا الفريق
    "Sanırım biri beni takip ediyor. Open Subtitles "و لكن أعتقد أن شخص ما يتربص بي"
    Ed Gorski beni takip ediyor. Open Subtitles . إنّ (إد غورسكي) يتربص بي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more