| Muhtemelen bakmamaya çalıştı. Ama buna izin vermediler. | Open Subtitles | هو من المحتمل أنه حاول الهروب إنهم لن يتركوه |
| Neden Diğerleri onun bu şekilde kalmasına izin vermişler? | Open Subtitles | لماذا يجب على الأخرين أن يتركوه بهذه الطريقه ؟ |
| İzin veremezler, kanunlar gereği hâlâ şüpheli. | Open Subtitles | لن يتركوه يفعل ذلك بسبب إجراءات الشرطة، أنه مشتبه به |
| O hödükler gitmesine izin vermeyecekler. Uyuşturucu satıcıları onlar. | Open Subtitles | هؤلاء لن يتركوه يذهب وحسب ، انهم تجار مخدرات |
| Peki Kızıl Düğün'de kralını öldüren insanların neden eve gelmesine izin vereceğini sanıyorsun? | Open Subtitles | لِمَ تظنّ أنّ الناس الذين قتلوا ملكه في الزّفاف الأحمر قرّروا أن يتركوه يعود لدياره؟ |
| Şimdi de ölmesine izin veriyorlar. | Open Subtitles | لإغتصاب وقتل وحشي ثمّ يتركوه يموت |
| Onun dışarı çıkmasına izin vermeyecekler, bu iş bitti değil mi? | Open Subtitles | , لن يتركوه يخرج ...لأي رحلــــة انتهى ، صحيح ؟ |
| - Arkadaşları buna izin vermezler. | Open Subtitles | اصدقائه لن يتركوه يذهب |
| Giriş yapmasına izin verilmedi. | Open Subtitles | لم يتركوه يسجّل الدخول |
| Ama bu insanlar ona izin vermiyorlar. | Open Subtitles | لكن هؤلاء لن يتركوه وحده |
| Ross da ayrılmak istedi ama izin vermediler. | Open Subtitles | ،حاول (روس) الخروج، أيضاً ولكنهم لم يتركوه |
| - Buna izin vermeyecekler. | Open Subtitles | -همّ لن يتركوه يحدث |
| Bunu yanına almasına izin vermezler. | Open Subtitles | -لن يتركوه يحتفظ بهذا . |