Siyahi biri olarak alışveriş yaparken öldürüldüler. Siyahi biri olarak araba kullanırken, siyahi bir zihinsel engelli olarak, siyahi biri olarak iç karışıklıkta öldürüldüler. | TED | قُتلن وهن يتسوقن لأنهن سود، وأثناء القيادة لأنهن سود، لديهن إعاقة ذهنية لأنهن سود، لديهن اضطرابات منزلية لأنهن سود، |
Onların aç ve ifadesiz gözleri merdivenleri tarar ve erkek soyunma kabinlerinin yanında sanki alışveriş yapar gibi dururlar. | Open Subtitles | ،جائعين، عيونهم فارغة يتفقدون السلم الإلكتروني متظاهرين بأنهن يتسوقن بالقرب من غرف ملابس الرجال |
Pek fazla hamile kadının oradan alışveriş yapmadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت إن القليل من النساء الحوامل يتسوقن هناك |
Ya alışveriş yapan kadınlar. | Open Subtitles | نعم , النساء يتسوقن |
Aynı marketten ya da manavdan da alışveriş yapmıyorlar. | Open Subtitles | لا يتسوقن في نفس محل البقالة |
- Anneler alışveriş ederken? | Open Subtitles | -بينما الأمهات يتسوقن ؟ |