Büyüdüğümde ne olmamı istedikleri konusunda tartışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتشاجرون بشأن ماذا يودوا أن أكون عليه عندما أنضج |
Ne için tartışıyorlar? | Open Subtitles | ما الذي يتشاجرون بسببه؟ سخيفٌ للغاية. |
Çocuklar sürekli kavga eder. Kendilerini bizim gibi kontrol edemiyorlar. | Open Subtitles | الأطفال يتشاجرون طوال الوقت هم لا يتحكمون في أنفسنهم مثلنا |
Bir bakıyorum kavga ediyorlar, tekrar baktığımda birbirlerinin üstündeler gene. | Open Subtitles | في لحطة هم يتشاجرون, و في اللحظة الأخرى يهيمون ببعضهم |
Önemli değil. Yani, onlar kavga ediyor onlar sevişiyor. Ben de kalabalığın içindeyim. | Open Subtitles | لا بأس, أقصد, هؤلاء يتشاجرون و هؤلاء يتحابون, وأنا في حديقة الحيوان معك |
Ben kavga ettiklerini görünce, hayatta ilerleyen ve kimsenin onu ezip elindekini almasına izin vermeyen güzel bir enerji görüyorum. | Open Subtitles | لا, ولكن حينما أراهم يتشاجرون أرى طاقة جميلة في الإقدام على الحياة وعدم السماح لأي أحد بالوقوف في طريق مايريدون |
Anlıyorum. Arkadaşlar tartışır. | Open Subtitles | لا , انا افهم الاصدقاء يتشاجرون |
Bir Noel arifesinde tartıştıklarını duydum. Babam gidene dek neler olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | في عشية عيد الميلاد لقد سمعت والدي يتشاجرون لم أعلم أي شيئ قبل رحيلة |
Hangi tarafa gidecekleri hakkında tartışıyorlar. | Open Subtitles | يتشاجرون على أى طريق سيسلكون |
Onlar tartışıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد انهم يتشاجرون |
Zor bir durum ama erkekler kavga eder, cefasını kadınlar ve çocuklar çeker. | Open Subtitles | من الصعب إدراك ذلك، الرجال يتشاجرون و النساء تتحمل شجارهم. |
Şehirliler hep köylülerle kavga eder. | Open Subtitles | أولاد المدن دوما يتشاجرون مع أولاد الأرياف |
Çiftler kavga eder. Kavga edip birkaç hafta konuşmazdık. Bu normal bir şey. | Open Subtitles | الأزواج يتشاجرون و قد نتشاجر و لا نتكلّم مع بعضنا لبضعة أسابيع، هذا طبيعيّ |
Günde 10 defa kavga ediyorlar, 30 defa birbirlerini seviyorlar. | TED | إنهم يتشاجرون 10 مرات يوميًا، ويحبون بعضهم البعض 30 مرة يوميًا. |
kavga ediyorlar çünkü birbirlerini umursayacak kadar seviyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتشاجرون لأنهم يحبون بعضهم ويهتمون ببعض |
Bazen okulun çok moral bozucu olduğunu söylerdi. Çünkü insanlar her zaman kavga ediyor ve öğretmenler istifa ediyorlardı. | TED | في بعض الأحيان كان يقول أن المدرسة كئيبة جداً لأن الناس فيها دائماً يتشاجرون كما أن المعلمين يتركون العمل فيها. |
Macy onların harcamalardan dolayı sürekli kavga ettiklerini söylüyordu. | Open Subtitles | قال ميسي بأنهم كانوا يتشاجرون حول المال الذي كانوا ينفقونه |
-Ama tüm çiftler düğün öncesi tartışır. | Open Subtitles | لكن جميع الأزواج يتشاجرون قبل الزفاف |
Ama yüzyüze tartıştıklarını söyledi. | Open Subtitles | ولكنها قالت أنهم كانوا يتشاجرون وجه لوجه |
Annemle babam sürekli mallar için kavga ederdi. | Open Subtitles | أتعلمين أمي وأبي قضوا كل حياتهم يتشاجرون على الحوزات |
Cinayet alışkanlık olmuştu. Saçma sapan konularda tartışırlardı. | Open Subtitles | القتل أصبح عادة رجال يتشاجرون من أجل لا شيء |
Beni ilk kimin öldürdüğüne dair Kavga ederler ve ikisi de haklı çıkar. | Open Subtitles | سوف يتشاجرون أو يقتلوني أولاً وسيكونوا على حق |
Benim çocuklarım diğer çocuklarla falan kavga ediyordu. | Open Subtitles | أطفالي كانوا يتشاجرون مع أطفال الجيران كثيرا جدا |
Baskın erkeklerin çok stresli bir hayatı vardır konumlarını korumak için sürekli mücadele ederler. | Open Subtitles | لدى الذكور المهيمنة حياة مرهقة لأنهم يتشاجرون باستمرار لحماية مناصبهم |
Sonra geldiğimde onları odanda kavga ederlerken buldum. | Open Subtitles | وجدتهم يتشاجرون بغرفتكِ - عن ماذا؟ |
Düşünsene, bir saat önce otoparkta kavga ediyorlardı. Ama bu gece, yıldız olacaklar. | Open Subtitles | فقط فكر, قبل ساعة كانو يتشاجرون في المواقف لكن الليلة, سوف يكونون نجوم |