Sanırım beni meşgul etmek için. Bir de tuhaf davranıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد ربّما ليقوم بإبعادي كما أنّهم يتصرّفون بغرابة |
Seni kaybetmek istemedikleri için bencilce davranıyorlar. | Open Subtitles | يتصرّفون بأنانيّة لأنّهم لا يريدون خسارتك |
Tuhaf bir şeyler var mıydı, mesela garip davranıyorlar mıydı? | Open Subtitles | هل كان هنال شيءٌ غريبٌ يحدث مِثل أنّهم كانوا يتصرّفون بغرابة أو أيّ شيء؟ |
Daha önce Geniiların böyle davrandığını görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى الجيني يتصرّفون بهذه الطريقة. |
Suçlular ortalıkta dolaşıyordu ve onları izlemeye karşı bir yasa yoktu ben de kendim bir karar verdim. | Open Subtitles | المجرمون يتصرّفون بحرّية لكن لم يكن هناك ثمّة قانون يمنع مُراقبتهم... لذا إتّـخذتُ قراراً على مسؤوليتي الشخصيّـة. |
Oraya her gün binlerce kişi gitse de beni tanıyorlarmış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | انهم يتصرّفون وكأنهم يعرفوني بالرغم أن آلاف الأشخاص يذهبون الى هناك كل يوم |
Ama bir avuç hıyar gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | نعم, لكنّهم يتصرّفون كجماعة من الحمقى |
Buraya yeni taşınmışım gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | يتصرّفون وكأنّني إنتقلت حديثًا هنا. |
Bayan Rotundi, bana kötü davranıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتصرّفون بلؤم إتجاهي |
Japonlar şüpheli davranıyorlar. | Open Subtitles | اليابانيون يتصرّفون بشكل مريب |
Kendileri gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتصرّفون بطبيعتهم، |
Düşüncesiz davranıyorlar? Evet. | Open Subtitles | الأولاد يتصرّفون على سجيّتهم؟ |
(Tuhaf davranıyorlar) | Open Subtitles | # يتصرّفون بغرابة # |
İnsanların nasıl davrandığını hayal ederim. | Open Subtitles | تخيّلوا كم ناس يتصرّفون. |
Radovan başımın etini yiyor ve dışarıdaki herfilerin nasıl davrandığını görüyorsunuz. | Open Subtitles | (رادوفان) يزعجني وأنتَ ترَ كيف الملاعين عند الباب يتصرّفون. |