Bu şerefsizleri yakalamak için ne gerekiyorsa yapalım, tamam mı? | Open Subtitles | أيًّا كان ما يتطلّبه الأمر للقبض على هذين الحقيرين، مفهوم؟ |
Ona, gerçekte asla yaptıramayacağı bir şey yaptırtmak için ne gerekiyorsa söyleyecektir. | Open Subtitles | ثم سيقول أياً كان ما يتطلّبه الأمر ليجعلها تفعل شيئاً لم ولن تقوم به إطلاقاً |
Her büyük oyuncunun iyi olduğu bir şey vardır o da en iyi olmak için ne yapmak gerekiyorsa onu yapacak isteğe sahip olmaktır. | Open Subtitles | وهي الإرادة لفعل ما يتطلّبه الأمر لتكون الأفضل |
Buraya annemi o adamdan ve B.Y.B.'den kurtarmanız için ne gerekiyorsa vermeye hazır hâlde geldim. | Open Subtitles | و أنا هنا الآن لأدّفع أيّاً ما يتطلّبه لأمر. أريدكَ أنّ تأخذها بعيداً عن ذلك الرّجل، و عن إعادة التهيّة العلمية. |
Önce onun ofisini kapatın, kilitlerini değiştirin, ne gerekirse yapın. | Open Subtitles | لتغلق أولاً مكتبه وتبدّل أقفاله، لتفعل كل ما يتطلّبه الأمر. |
Ve bugünlerde polis olmak için bu gerekiyorsa belki gidip kendimi asmalıyım. | Open Subtitles | وإذا كان هذا ما يتطلّبه أن تكون شرطيّاً بهذه الأيّام فربّما يستحسن أن أخرج للتسكّع |
Çekilmeyeceğim. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. | Open Subtitles | ما أزال عاقد العزم، سأقوم بأيّما يتطلّبه الأمر. |
Ne gerekiyorsa yapacağım. Benden ne istiyorsan, yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل أيّما يتطلّبه الأمر وسأنفّذ أيّما تطلبه منّي |
Ve sevdiğim kişileri güvende tutmak için ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | وإنّي مستعدّة لفعل أيّما يتطلّبه إبقاء أحبّائي آمنين |
Slade'i durdur. Ne gerekiyorsa yap. Bu işi temelli bitir. | Open Subtitles | افعل أيّما يتطلّبه الأمر، أنهِ هذا الشرّ للأبد. |
Sana bunu söylediğim zaman sakın beni anlamamazlık yapma. Bunu engellemek için ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | ولا تخطئ فهمي حين أخبرك بهذا، سأفعل أيّما يتطلّبه الحؤول دون إيذائها. |
Savaş zamanı ayrı görüş paylaşmak bizim için yabancı bir şey değil fakat aynı zamanda savaşı kazanmak adına şu ana kadar ne gerekiyorsa onu yapmışızdır. | Open Subtitles | لسنا بغرباء على الخلافات في ساحة القتال لكن لدينا تاريخًا طويلًا جدًّا من فعل أيّما يتطلّبه الفوز بالحرب. |
Geri dönmek istiyorum ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | أريد العودة و سأفعل أي شيء يتطلّبه الأمر و لن أستقيل |
Yaptığımızı düzeltmek için ne gerekiyorsa. | Open Subtitles | كل ما يتطلّبه الأمَر هو تصحيح ما فعلناه. |
Ya da delici bakışlarınla ona boyun eğdir, ne gerekiyorsa artık. | Open Subtitles | أو حدّق به حتى يقبل، أيما يتطلّبه الأمر. |
Ya da delici bakışlarınla ona boyun eğdir, ne gerekiyorsa artık. | Open Subtitles | أو حدّق به حتى يقبل، أيما يتطلّبه الأمر. |
Aspirin, kafein... Her ne gerekiyorsa. Uyuyakalırsam biterim. | Open Subtitles | "أسبرين، كافيين، أيّاً كان ما يتطلّبه الأمر، سينتهي أمري إن غفوتُ" |
Doğruları ortaya çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل كلّ ما يتطلّبه الأمر لتصويب الوضع |
Doğruları ortaya çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل كلّ ما يتطلّبه الأمر لتصويب الوضع |
Ne kadar gerekirse gereksin telafi edeceğim. | Open Subtitles | أنوي التعويض عليك بقدر ما يتطلّبه الأمر. |
Eğer gerekirse kemiklerini haşlayıp köpeklere yedireceğim. | Open Subtitles | سأسلق عظامها وأطعمه للكلاب إن كان هذا ما يتطلّبه الأمر. |