Ancak, dinamik bir grup eğitimcim ile en iyi müfredatı belirlemek için işbirliği içinde çalışıyoruz. | TED | ولكن لدي مجموعة حيوية من المربين الذين يتعاونون كفريق ليقرروا أفضل المناهج. |
Tüm polisler bizimle işbirliği içinde. | Open Subtitles | جميع الرجال في دائرة الشرطة يتعاونون معنا |
Bunların hepsi tesadüf olamaz birbirinden alakasız suçlular, tüm dünyada işbirliği içinde. | Open Subtitles | , هذه لايمكن ان تكون صدف المجرمين الغير مرتبطون يتعاونون مع بعضهم البعض حول العالم |
Gördüğüm kadarıyla Lex'in güvenliği polis departmanı ile işbirliği içinde değil. | Open Subtitles | حسبما رأيت، حراس (ليكس) لا يتعاونون "مع قسم شرطة "لنكتشف ماذا حدث |