"يتعرّض" - Translation from Arabic to Turkish

    • maruz
        
    Normal bir insan, üçte biri radondan dolayı olmak üzere tüm kaynaklardan 6,2 millisievert değerinde radyasyona maruz kalır. TED الإنسان يتعرّض في المتوسط إلى 6.2 ميلي سيفرت من الإشعاع سنويّاً من جميع المصادر، حوالي الثلث يأتي من الرادون.
    Bu da HIV negatif olan ancak yakalanabilme riski taşıyan birinin belirli ARV'leri kullanarak virüse maruz kalmadan korunabilmesine olanak tanıyor. TED ممّا يعني أنّ الشخص السليم المعرّض للإصابة بالمرض يستطيع أخذ أنواع معيّنة من مضادات الفيروسات لحماية نفسه، قبل أن يتعرّض للمرض.
    Mirasımızın bir parçası olmasına rağmen birçok insan vahşi yaşama maruz kalmadığından dolayı Zimbabve'de bu oldukça sıradan bir durum. TED وهو أمرٌ شائع جداً في زيمبابوي، حيثُ لا يتعرّض الكثير من الناس للحياة البرّية، على الرغم من أنَّها جزء من تراثنا.
    Muhtemelen onun maruz kaldıklarıyla oğlunun da uğraşmasın diye bunu istemiş ki bu durumu açıklar. Open Subtitles ربّما لأنّه لمْ يُرده أن يتعرّض للمُضايقة كما حدث له، ممّا يُفسّر هذا.
    Ama hiçbir çocuk, asla böyle bir şeye maruz bırakılmamalı. Open Subtitles أما هذا الشيئ، لا يجب أن يتعرّض له أي طفل، أبداً.
    Oyunumuzda Kay'in kardeşi okulunda zorbalığa maruz kalıyor bu sebeple sadece saklanmak ve uçup gitmek istiyor. TED في لُعبتِنا، يتعرّض أخو "كاي" للتنمُّر في مدرَسته، ويُريد فقط أن يختبئ ويطير بعيدًا.
    Büyük bir baskiya maruz kalan genç bir adam gördüm. Open Subtitles لأنني رأيت شاباً يتعرّض للكثير من الضغط
    Bir insanın beyni ne zaman o derece halüsinojene maruz kalsa... Open Subtitles كل مرة يتعرّض في دماغ المرء لذلك القدر من المهلوسات...
    Oda radyasyona maruz kalır. Virüs yok edilir. Alicia'nin cesedi zarar görmez. Open Subtitles فالغرفة مليئة بالإشعاع، وقد تمّ تدمير الفيروس لم يتعرّض جسد (أليشا) للأذى
    O çocuk şok terapisine maruz kalmayacak. Open Subtitles لن يتعرّض للعلاج بالصدمات الكهربائية.
    Ayrıca bir şehrin bankası finansal bir siber atağa maruz kaldığında başkanın Maliye Bakanlığı'na ulaşıp yeni nakit para akışı isteyeceğini de. Open Subtitles تتعلّمين أيضًا أنّه حين يتعرّض بنك المدينة لنقُل هجومًا إلكترونيًّا ماليًا فسيتّصل العمدة بوزارة الماليّة ويطلب شحنة نقود جديدة.
    Bir tarama, radon gazı gibi doğal radyoaktif kaynaklardan iki veya üç yıl boyunca maruz kaldıklarınızla karşılaştırılabilir veya bir pilotun 20 ile 30 transatlantik uçuştan sonra kozmik radyasyondan toplayacağı miktar. TED إنّ تصويرًا واحدًا يعادل ما يمكن أن تتعرّض له من أشعة على مدى ثلاث سنوات من المصادر الطبيعيّة للمواد المشعّة مثل غاز الرادون أو الكميّة التي يتعرّض لها الطيارون من الإشعاع الفضائيّ بعد عشرين إلى ثلاثين رحلة جوية عبر المحيط الأطلنطي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more