Şimdi burada... tek kişilik bir orduyu yönetiyor... şu kekeme şebeği. | Open Subtitles | الآن ها هو يقود جيشاً يتكون من قرداً يتلعثم في حديثه |
Ve gidip o kekeme garsonla evlendi. | Open Subtitles | وتزوجت ذلك النادل الذي يتلعثم لن أسامحها أبداً |
En iyi zamanlarda bile kekeme bir enkazdır. | Open Subtitles | إنه يتلعثم حطاما في أفضل اوقاته |
- Nelson şu- - Evet, kekeme olan. | Open Subtitles | نيلسون الذي - نعم انه يتلعثم في التحدث - |
9 yaşına kadar kekeleyerek konuşurdu. | Open Subtitles | كان يتلعثم إلى أن أصبح في التاسعة من عمره |
Bir tanesi peltek bir tanesi kekeme! | Open Subtitles | ... .. احدهماألدغو الاخر يتلعثم |
O kekeleyerek konuşur ben ise S harfini F diye okurum. | Open Subtitles | انه يتلعثم و انا انطق حرف س كحرف ف |