Bu insanlar demansla mücadele etmek için bizim yardımımızı istiyorlar. | TED | هؤلاء الأشخاص كانوا يتمنون الحياة والمساعدة، مساعدتنا، لكي يتعاملوا مع مرض الخرف |
Şey, periler büyülüler krallığının patronları ama cüceler patron olmak istiyorlar. | Open Subtitles | كما تعلمين، إنَّ الجنّيون هُم رؤساء العالم السحري، لكنَّ الأقزام يتمنون لو أنهم الرّؤساء |
Çünkü avukatları bunu bildiğimizi bilmiyor, ve buradan bir şeyler alarak gitmeyi umuyorlar. | Open Subtitles | لأن محاميهم لا يعرفون اننا نعرف هذا و يتمنون لو يتوه شيئا ما |
Verdikleri ceza sayesinde çocuklarının doğruyu hatırlayacağını ümit ederler. | Open Subtitles | يتمنون أن العقاب سيساعد الأطفال علي تذكر ماهو الصحيح |
keşke evli olmasaydım diyen kadınlarla dans edin. | Open Subtitles | ارقصوا مـع نساء مـتـزوجات يتمنون لو لم يكنّ كذلك |
Evrimin gerçeklerini anlayan okuyucularımdan mektuplar alıyorum ama her nedense onlar bunu anlamamış olmayı diliyorlar. | Open Subtitles | تصلني رسائل من قراء فهموا حقيقة التطور، ولكنهم يتمنون أن لم يفعلواً. |
Bu ismi muhtemelen ebeveynler bu şekilde davranmasını istedikleri çocuklarına verirler. | Open Subtitles | إنه اسم يطلقه الآباء الذين يتمنون لاولادهم أن يكونوا على هذا الطريق |
Ben ise, size zarar vermek isteyenlerle dövüşmeyin diyorum. | Open Subtitles | أقول لكم لا تقاتلوا من يتمنون أذيتكم |
Murdockların sonunda büyük bir ödül kazandıklarını... ve katkıda bulunmak istediklerini söyle. | Open Subtitles | قل له أن المارادوك وجدوا مكافأتهم العظيمة و يتمنون عمل تبرع |
Liderleri erkek. Bu ilaçla gücümüzü zayıflatmak istiyorlar. | Open Subtitles | إن قادتهم من الرجال , أنهم يتمنون أن تستنزف قوانا مع هذا الدواء |
Seninle yatmak istiyorlar çünkü sen bu dünyadaki en seksi ve güçlü erkeksin. | Open Subtitles | يتمنون مضاجعتك لانك افضل رجل في العالم واكثرهم اثاره |
Tabi öyle istiyorlar, özellikle de Kraliyet Sanışma Meclisin. | Open Subtitles | بالطبع يتمنون ذلك,خاصة مجلس الشورى خاصتكِ. |
Doğru, Lawrence. Bunu istiyorlar. | Open Subtitles | هذا صحيح يا لورنس انهم يتمنون هذا |
İnsanlar toplasın diye, çekici gösteriyorsunuz, ...içinden güzel bir şey çıkmasını umuyorlar. | Open Subtitles | جعلتهم جذابين لذا البشر سَيَجمعونهم يتمنون إيجاد شيء جميل في الداخل |
Sana sevgilerini yolladılar ve tez zamanda aramıza dönmeni umuyorlar. | Open Subtitles | يتمنون أنك تعود في القريب العاجل |
Ve aileleriniz sizin daha iyi yaşamanız için tüm hayatları boyunca... bu işi yapabilmeyi ümit ediyor... | Open Subtitles | ووالديكم يتمنون أن يقومون به ،كلّ يوم وإنهم سيفعلونهُ طوال الحياة ،إن كان سيعطيكم حياةً افضل |
Senden önce onları aradım ve keşke biz de böyle bir şey yapsaydık dediler. Yani, onlar Londra'da isterdi, ama hoşlarına gitti. | Open Subtitles | اتصلت بهم و قالوا أنهم يتمنون لو فعلوها في لندن في حالتهم و لكنهم كانوا متحمسين |
Cehennem nehrinin çamurları içinde hiç doğmamış olmayı diliyorlar. | Open Subtitles | في بقعة سوداء في نهر ستيكس و هم يتمنون أنهم لم يولدي فط |
İnsanlar sadece değişmek istedikleri için değişmez. | Open Subtitles | الناس لا يتغيّرون لمجرّد أنهم يتمنون ذلك |
Ben ise, size zarar vermek isteyenlerle dövüşmeyin diyorum. | Open Subtitles | أقول لكم لا تقاتلوا من يتمنون أذيتكم |
Bazen çift olanların aslında bizim hayatımızı istediklerini düşünüyorum. Hayır. | Open Subtitles | أحياناً أظن أن العاشقين ينظرون إلينا و يتمنون لو كانوا مكاننا |
Şimdiyse Dışülke çaresizce ellerini ovuşturarak geri dönmesini umuyor. | Open Subtitles | الآن (بلاد الخارج) يتحسرون، يتمنون عودته |
Yeteneğimi çekemezler ve yok etmek isterler. | Open Subtitles | إنها الغيرة,إنهم يحسدون موهبتي و يتمنون القضاء عليها |
Hayatta farklı bir seçim yapmayı ne kadar çok dilediklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | يخبرونني كيف يتمنون لو أنّهم قاموا بخيار آخر في الحياة. |