İnsanlar hayatın tanımı konusunda tartışıyorlar. | TED | حسناً, الكثيرون يتناقشون حول تعريف للحياة. |
Bizi öldürüp öldürmemek üzerinde tartışıyorlar. | Open Subtitles | انهم يتناقشون عما اذا كانوا سيقتلوننا ام لا |
Hâlâ nereden başlayacakları konusunda tartışıyorlar. | Open Subtitles | مازالوا يتناقشون على المكان الذي سيبدأون منه. |
- Dr. Kelso, hafif ateşi olan bir hastam var ama kime soracağımı bilmiyorum, herkes tartışıyor. | Open Subtitles | عندي مريض مصاب بحمى لكني لا أجد من أبلغه لأن الكل يتناقشون |
Diğer federal mahkeme hala kemiklerin sahibinin kim olduğunu tartışıyor. | Open Subtitles | في محكمةٍ إتحاديّةٍ أخرى إنّهم ما زالوا يتناقشون عمّن يملكُ العِظام فعليّاً |
Kadın, kız arkadaşıyla olduğunu ve bir şeyler tartıştıklarını anlattı. | Open Subtitles | قالت لي أنها كانت مع صديقتها كانوا يتناقشون بأمور معينة فتوصلوا إلى نتيجة مفادها |
Ne için tartıştıklarını bile bilmiyordum ama o kan damlasını asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لم أعرف حتى عما كانوا يتناقشون لكني لن أنسى أبداً تلك القطرة من الدماء |
Belki zengin muhitlerde tartışıyorlardır. | Open Subtitles | ربما فى مناطق الإيجار المرتفع يتناقشون |
Meslektaşların yan odada, pek kurnazca sayılmayacak bir biçimde durumumu tartışıyorlar. | Open Subtitles | زملاءك في الغرفة المجاورة، يتناقشون بصوت مرتفع بشأن حالتي |
Okulun yok edilmesiyle ilgili olarak tartışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتناقشون في تدمير المدرسة. |
Bu Malawi'deki en iyi tarım uzmanlarından biri, Junatamde Kumbira, ve ne tür maniok dikeceklerini tartışıyorlar -- insanın bulduğu güneşten besine en iyi dönüştürücü. | TED | وهذا هو أحد أفضل المهندسين الزراعيين في ملاوي, جونتامبا كومبيرا, وهم يتناقشون عن أي نوع من الكسافا سيقومون بزراعته-- وهو أفضل نبات عرفه الأنسان في تحويل ضوء الشمس إلى طعام. |
Jeff, kadınlar artık mızmızlanmıyor, tartışıyorlar. | Open Subtitles | جيف" الزوجات لم تعد تتذمر" بل يتناقشون |
Jeff, kadınlar artık mızmızlanmıyor, tartışıyorlar. | Open Subtitles | جيف" الزوجات لم تعد تتذمر" بل يتناقشون |
-Hala rotayı tartışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم ما زالوا يتناقشون - ما المدة؟ |
Ama kısa bir süre sonra, oldukça önemsiz bir konuda yine tartışıyorlar ve Bay Crale, Angela'nın eşyalarını kendisinin toplayacağını söylüyor. | Open Subtitles | ثم بعد ذلك بفتره وجيزه يتناقشون حول شئ تافه كهذا (حيث قال السيد (أمياس (أنه سيحزم أغراض (أنجيلا |
İki kişi tartışıyorlar. | Open Subtitles | رجلان منهم يتناقشون |
Organizasyon içinde bazıları layık olup olmadığını tartışıyor. | Open Subtitles | بعض من أعضاء المنظمة يتناقشون حول إذا كان يستحق الجائزة أم لا |
Boom, boom, boom, boom, öğrenciler tartışıyor ve birbirleriyle etkileşime giriyorlardı ve gecenin 4'ünde, ben tamamıyla mest olmuştum ve artık sabahın 4'ünde doğru cevabı buldular. | TED | بووم ، بووم، بووم ، الطلاب كانوا يتناقشون ويتفاعلون فيما بينهم، وعند الساعه 4 فجرا، تلك الليلة، كنت مذهولاً، مدركاً ذلك وبتلك الساعه في 4 فجراً، استطاعوا إيجاد الحل الصحيح. |
Amelia, o zamanlar doktorlarının neoevrim ile büyüyen çocuklar hakkında tartıştıklarını duymuş. | Open Subtitles | أميليا) قالت) أنها سمعت أطبائها يتناقشون حول طفل نشأ من خلال الـ"نيولوشن". |
Onun anılarını duymak daha değerli olabilir, ne hakkında, tartıştıklarını. | Open Subtitles | فإنه سوف يناديها لتكون إلى جانبه خلال الرحلة هذا هو الاستنتاج يتناقشون... ماالذين يتحدثون عنه |
Belki zengin muhitlerde tartışıyorlardır. | Open Subtitles | ربما فى مناطق الإيجار المرتفع يتناقشون |