Göz attığım kadarıyla artık sosyal medya yoluyla iletişim kuruyorlar- | Open Subtitles | مما إستجمعته فأنهم يتواصلون أكثر من خلال وسائل التواصل الإجتماعي |
Bir sürü şey. Nasıl nefes aldığını, nasıl iletişim kurduğunu mesela. | Open Subtitles | أطنان من المعلومات, مثلاً كيف يتنفسون, وكيف يتواصلون مع بعضهم البعض |
Bu şekilde iletişim kuran birçok diğer sakat insanla tanıştım. | TED | لقد قابلت العديد من ذوي القدرات المحدودة واللذين يتواصلون بنفس الطريقة |
Kendilerininkinden başka dünyalara dahil olurlar böylece güvenilirler ve bu örnekleri görebilirler ve ortak ilginin en etkili noktasının etrafında bağlantı kurmak için iletişime geçerler. | TED | يتداخلون في عوالم غير عالمهم لذلك هم جديرون بالثقة ويستطيعون معرفة تلك التطورات يتواصلون ليصلوا الى مناطق ملهمة من الاهتمامات المشتركة |
Hayır, bu şeyler sadece yürümüyorlar. Sanki aralarında haberleşiyorlar düşünüyorlar gibi. | Open Subtitles | لا , هؤلاء ليسوا مجرد مشاه كأنهم يتواصلون ببعضهم |
Bu, insanlara mantıklarının kalitesinin cefasını verdi ve güçlü yanlarında bütünüyle üçgenlere dönüştü. Böylece insanlar birbirleriyle etkili şekilde iletişim kurabildi. | TED | منح هذا للناس صرامة في جودة منطقهم، وأعاد العديد من المثلثات إلى وضعها الصحيح، وأصبح الناس يتواصلون بفاعلية مع بعضهم البعض. |
Müzisyenler bedenleriyle de iletişim kurar, hem diğer grup üyeleriyle hem de dinleyici ile. Müziği, bedenlerini kullanarak ifade ederler. | TED | بل ان الموسيقيين يتواصلون مع اجسامهم مع اعضاء الفرقة الاخرين , مع الجمهور انهم يستخدمون اجسامهم لاظهار الموسيقا |
Bu hareketlerin düzenleyicileri ve üyeleri, giderek artan bir biçimde akıllı telefonlar üzerinden iletişim kuruyor ve bir araya geliyorlar. | TED | المنظمين لتلك الحركات وأعضاء تلك الحركات يتواصلون بتزايد وينسقون عن طريق الأجهزة الذكية. |
Sizi orman tepe örtüsüne bir geziye götürmek, tepe örtüsü araştırmacılarının neler aradığını, ve bilim dünyası dışında, insanlarla nasıl iletişim kurduklarını paylaşmak isterim. | TED | أود أن أخذكم جميعا في رحلة للوصول إلى مظلة الغابات، وأطلعكم على ما يبحث عنه الباحثين وأيضا كيف انهم يتواصلون مع الآخرين خارج العلم. |
- Benimle iletişim kurmuş olmalılar. - Şu an Teal'c'in içinde olan şey de bu, öyle mi? | Open Subtitles | هم فقط يتواصلون معي هل هذه المادة في تيلك الآن؟ |
İnternet yokken de Dünya'da insanlar iletişim kuruyorlardı. | Open Subtitles | أجل، الناس كانوا يتواصلون حول العالم لفترة طويلة قبل وجود الأنترنت |
Artık bu adamları sadece tanımlamakla kalmıyor nasıl iletişim kurduklarını da biliyoruz. | Open Subtitles | لم نعد نستطيع فقط التعرف على هؤلاء الأشخاص، لكنننا نعرف أنهم يتواصلون. وبأية طريقة. |
Sorun Giderme iletişim. | Open Subtitles | كيف يعملون سوية ، يحلون المشاكل ، يتواصلون |
Yani, ya birbirleriyle farklı bir şekilde iletişim kuruyorlar ya da henüz konuşma öncesi çağdalar. | Open Subtitles | إما أنهم يتواصلون معاً بطريقة لا نعرفها أو أنهم بمرحلة قبل إكتشاف القراءة والكتابة |
Yani, ya birbirleriyle farklı bir şekilde iletişim kuruyorlar ya da henüz konuşma öncesi çağdalar. | Open Subtitles | إما أنهم يتواصلون معاً بطريقة لا نعرفها أو أنهم بمرحلة قبل إكتشاف القراءة والكتابة |
Birbirleriyle radyo frekansları aracılığıyla iletişim kurduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنهم يتواصلون مع بعضهم باستخدام ترددات المذياع |
İletişim kurduklarını gördüğüm tek zaman annemin babamın oksijen tüpüne bıraktığı "Seni terk ediyorum" mesajıydı. | Open Subtitles | والمرة الوحيدة التي رأيتهم يتواصلون فيها كـانت عندما، تركت ملاحظة على صمامـه للأوكسجين قـائلةً : سأرحل عـنك |
Warren, Metas'ın yeniden iletişime geçtiğini söyledi. | Open Subtitles | قال وارن بأن الميتاس يتواصلون مجددًا. |
Tam olarak nasıl iletişime geçiyorlar bana anlatın. | Open Subtitles | Run it past me - بالضبط كيف يتواصلون |
Hastalarımla hiç iletişime geçmedi. | Open Subtitles | مرضاي لا يتواصلون معاً. |
Senin kameralı adamla haberleşiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتواصلون مع المصور |