"يتوجب عليكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorundasın
        
    • gerekeni
        
    • gerekiyorsa
        
    • gerekmiyor
        
    • zorunda değilsin
        
    Burada aşk hayatınla ilgili kişisel bir soruya dürüst bir yanıt vermek zorundasın Open Subtitles يتوجب عليكِ ان تجيبي على سؤال شخصي عن مواعدتك بصدق لكي تتقدمي
    Tek parça satın almak zorundasın çünkü karın kasların devasa cinsel organının altında yok olmaya başlayacak. Open Subtitles و يتوجب عليكِ شراء ثوب سباحة قطعة واحدة لأن عضلاتك بدأت أن تختفي أسفل كرشك الضخم
    Yapman gerekeni, yapmak zorundasın. Open Subtitles يجب أن تفعلي ما يتوجب عليكِ فعله
    Yapman gerekeni yap. Ama lütfen, lütfen bana bir iyilik yapar mısın? Open Subtitles عليكِ القيام بما يتوجب عليكِ فعله
    Ne gerekiyorsa yap ama onları bu gemiden uzak tut. Open Subtitles أفعلي ما يتوجب عليكِ فعله، لكن أبقيهم بعيداً عن هذه السفينة.
    Nina, başarılı olması için ne gerekiyorsa yap. Open Subtitles نينا) إفعلي ما يتوجب عليكِ) لبقاء العمل ناجح
    Anlaman gerekmiyor. Beni dinle ve söylediklerimi unutma. Open Subtitles لا يتوجب عليكِ الإستيعاب عليكِ أن تنصتي وتتذكري
    Bana bunu söylemek zorunda değilsin. Saat 1:30'dan beri uyanığım. Open Subtitles لا يتوجب عليكِ إخبــاري هذا أنــا مستيقظٌ منذ 1:
    Her ne yaptıysan düzeltmek zorundasın. Open Subtitles أياً كان الذي فعلته يتوجب عليكِ إصلاحه
    -Neden onu savunmak zorundasın? Open Subtitles - لماذا يتوجب عليكِ أن تدافعي عنه؟
    Parker, havalandırma kanallarından girmek zorundasın. Open Subtitles يتوجب عليكِ يا (باركر) الدخول من خلال أنبوب الهواء
    Onu şimdi vurmak zorundasın. Open Subtitles يتوجب عليكِ قتله الآن
    - Yapman gerekeni yap Maureen. Open Subtitles -افعلى ما يتوجب عليكِ فعله يا "مورين "
    Yapman gerekeni yap. Open Subtitles افعلي ما يتوجب عليكِ فعله
    Alex, Facebook, Chat Tweet, Buzz, Bling... Bilemiyorum, ne yapman gerekiyorsa yap. Open Subtitles الكس افعلي ما يتوجب عليكِ
    Evet, Ingrid, ne yapman gerekiyorsa onu yap. Open Subtitles نعم (إنجرد), إفعلي ما يتوجب عليكِ فعله
    Hemen bir şey demen gerekmiyor. Open Subtitles لا يتوجب عليكِ قول أي شيء الآن
    - İki gün. - Öyleyse orada olman gerekmiyor mu? Open Subtitles سأتزوج في غضون يومين - حسناً ، ألا يتوجب عليكِ أن تكوني هُناك ؟
    Böylesi harika olmalı ilk kez kendine özel partini yapıyorsun sürtük-çeken kardeşinle paylaşmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا بد أنه مذهل أن تحظي على حفلتك الخاصة لأول مرة ولا يتوجب عليكِ ممشاطرتها مع أخاك مغناطيس الحثالة
    Seni mutsuz ediyorsa, bunu yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا يتوجب عليكِ مواصلة هذا العمل إن كان يجعلكِ تعيسة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more