Ya öyle, ya böyle olan seyler için kavga ederdik. | Open Subtitles | يجادل في شيء هو في الواقع شيء واحد أو آخر |
Eğer tartışmak istediğiniz bir şey varsa bende iki tane var! | Open Subtitles | واذا اراد أي أحد منكم ان يجادل, لدي اثنان منها جيدة. |
Birçok insan sağlıksız beslenmenin kendilerine iyi gelmediğini bilse de işin eğlencesini tehlikeye atmak istemediklerini ve bu yüzden sağlıksız beslenmeye devam ettiklerini savunur. | Open Subtitles | يمكن أن يجادل الكثير من الناس ذلك حتّى مع أن تناول غذاء غير صحّي ليس جيدًا لهم، لا يريدون التخلّي عن الجانب الممتع فيه. |
Birinin, Dünya Ticaret Merkezi'nin inşa ediliş biçimini tartışmaya açması gerek. | Open Subtitles | بعضهم قد يجادل بأن ذلك سببه طريقة بناء مركز التجارة العالمى |
Emirlerime şuandan itibaren kimse itiraz edemez. | Open Subtitles | يسري الأمر إعتبارًا من الآن. لا أحد يمكن أن يجادل معه. |
Eğer bana katılsan tartışıyor olmazdık. | Open Subtitles | حسنا، نحن لن يجادل إذا كنت ستوافق فقط معي |
Garajdaydı ve kapı kapalıydı, o yüzden çoğunu anlayamadım, ama tartışıyordu. | Open Subtitles | ، كان بالمرآب و كان الباب مغلقاً لذلك لم أستطع معرفة ماكان .. يقوله لكنه كان يجادل |
Bu konuda seninle tartışmayacağım, Bam. | Open Subtitles | أنا ستعمل يجادل معك في أن واحد ، بام. |
O adamla kavga edebilmek için uyuşturucu almış olmalısın. | Open Subtitles | الذي، أنت مستوى عالي على الشقّ لكي يجادل معه؟ |
Evet, Robbie onu gördüğünde kızla kavga ediyorlardı. | Open Subtitles | أجل لقد كان يجادل معها عندما رأهم روبي |
Ben kötüyü bilirim. Sizin benim kusurlarım yüzünden kavga etmenizi istemiyorum | Open Subtitles | - أنا لا أريد منك أن يجادل بسببي. |
Ceza yazdıklarınla tartışmak kötü hissettiriyor olmalı. | Open Subtitles | ويجب أن تجعلك تشعر سيئة ، وقد يجادل الناس معكم. |
Tek yaptığın tartışmak Seni şişman domuz! | Open Subtitles | يجادل في المواضيع أنت خنزير سمين! |
Sürekli tartışmak isterdi. | Open Subtitles | إنه دوماً يريد أن يجادل.. |
- Avukat savunur. - Ve bunu daha önce de yaptınız. | Open Subtitles | المستشار يجادل في الذي عملته قبل ذلك |
- Avukat savunur. - Sen dur. | Open Subtitles | المستشار يجادل |
Neden kadınla apaçık ortada olan şeyleri tartışmaya bayılır? | Open Subtitles | لماذا المرأة تحب أن يجادل عن القرف واضح؟ |
Ben onun doktoruyum... ve sadece bir aptal onun doktoruyla tartışmaya girer. | Open Subtitles | أنا طبيبه الأحمق فقط من يجادل طبيبه |
Ama savunma, görüş alanının kapalı olduğunu söyleyerek itiraz etmiş. | Open Subtitles | لكن الدفاع يجادل بأن المنظر محجوب |
Şahıs şişman bir kadınla tartışıyor, karısı olabilir. | Open Subtitles | الهدف يجادل إمرأه و يحتمل أن تكون زوجته |
Jules Verne'in fanatik ve hayalperest karakterlerinden biri Ay'a gönderilecek bir roket hakkında tartışıyordu. | Open Subtitles | إحدى شخصيات "جولز فيرن", متحمس و حالم يجادل من أجل إنشاء صاروخ للذهاب إلى القمر |
Adamım seninle tartışmayacağım Biz yürüyeceğiz.. | Open Subtitles | المتأنق، وأنا ذاهب لا أن يجادل معك. |