İnanların sevdiği kişileri kaçırıp rehin alıyor ve özgürlükleri karşılığında masum kurbanları öldürmeye zorluyor. | Open Subtitles | اذن انه يقوم باختطاف أحباء الناي يحتجزهم مقابل فدية ومن ثم, يجبرهم على قتل الضحايا الأبرياء |
"Ama Kony onları zorluyor." "Bunun hakkında ne düşünüyorsun?" | Open Subtitles | لكنهم يجبرهم على فعل هذه الأشياء الشريرة |
Kesinlikle, bu yüzden sinsice internette dolaşıp karanlık sırları olan insanları arıyor ve onları itirafa zorluyor çünkü adam Tanrı kompleksi olan bir polis özentisi. | Open Subtitles | ،بالضبط، هذا هو عمله إنه يجوس الإنترنت باحثاً عن ضحايا ممن يملكون اسراراً عظيمة ..ثم يجبرهم على الاعتراف لأن |
Kimse zorlamıyor, tabii gönüllü ile olmaığı sürece. | Open Subtitles | لا أحد يجبرهم على ذلك، طالما هو شأن تطوّعيّ. |
Kimse onları zorlamıyor. Gönüllü oldukları sürece... | Open Subtitles | لا أحد يجبرهم على ذلك، طالما هو شأن تطوّعيّ. |
Onlara onun şeytani teklif yapmak için zorluyor. | Open Subtitles | .. إنه يجبرهم على فعل أشيائه الشريرة |
Onları kendi cinayetlerini temizlemeye zorluyor. | Open Subtitles | انه يجبرهم على تنظيف جريمة قتلهم |
Onları kendi gördüklerini görmeye zorluyor. | Open Subtitles | انه يجبرهم على رؤية ما يراه هو |
Güvenli bahislerle oynuyorlar, Makris bunu yapmaları için onları zorluyor. | Open Subtitles | أفضل تخمين: (ماكرس) يجبرهم على فعل ذلك. |
Efendi onları intihar etmeye zorluyor. | Open Subtitles | "السيد" يجبرهم على الأنتحار. |
Kimse onları duvarlarına Saddam Hüseyin fotoğraflarını koymaya zorlamıyor. | Open Subtitles | لم يجبرهم أحد على وضع صورة (صدام حسين) على جدرانهم |
- Kimse onları gelmeye zorlamıyor. | Open Subtitles | -لا احد يجبرهم على القدوم |