"يجب أن أفعل شيئاً" - Translation from Arabic to Turkish

• bir şeyler yapmalıyım
• bir şeyler yapmam gerek
• Bir şey yapmazsam
• Bir şey yapmalıyım
• şeyler yapmam gerekiyor
• bir şeyler yapmam gerektiğini
• bir şey yapmam gerek

- Anne, sen gazeteci değilsin. - bir şeyler yapmalıyım.
أمى ، انت لست مراسلة صحفية يجب أن أفعل شيئاً

bir şeyler yapmalıyım. Benden kurtulamazlar. Benden kurtulamazlar.
يجب أن أفعل شيئاً,لن يتخلصوا مني سأبقى هنا

bir şeyler yapmam gerek ve bunu bizim için yaptığıma güvenmen gerek.
يجب أن أفعل شيئاً و أريد أن تثق بأن هذا من أجلنا

Bunları yoluna koymak için bir şeyler yapmam gerek.
يجب أن أفعل شيئاً لتصحبح ما حدث.

Bilmiyorum abi ya. Bir şey yapmazsam evliliğim bitecek.
لا أعلم يا رجل، يجب أن أفعل شيئاً وإلا زواجي سوف ينهار.

- Hemen Bir şey yapmalıyım.
يجب أن أفعل شيئاً الآن

Bir şeyler yapmam gerekiyor.
حسناً، يجب أن أفعل شيئاً

Ama artık bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyorum.
ولكن الآن أشعر بأني يجب أن أفعل شيئاً

bir şey yapmam gerek. Artık bunu kaldıramıyorum.
يجب أن أفعل شيئاً لا يمكنني تحمل هذا بعد الآن.

Paramı çabucak geri almak için bir şeyler yapmalıyım.
يجب أن أفعل شيئاً لاستعادة أموالي بسرعة.

Bunu düzeltmek için bir şeyler yapmalıyım.
يجب أن أفعل شيئاً لتصحيح هذا الوضع

"Bununla ilgili bir şeyler yapmalıyım" dedim.
وقلت لنفسى: "اللعنة! يجب أن أفعل شيئاً حِيالها".

bir şeyler yapmalıyım.
يجب أن أفعل شيئاً حيال ذلك

Lütfen patron, bir şeyler yapmam gerek.
-أرجوكِ أيّتها الرئيسة، يجب أن أفعل شيئاً .

bir şeyler yapmam gerek.
حسناً ، يجب أن أفعل شيئاً

Ben de Bir şey yapmalıyım.
يجب أن أفعل شيئاً

Onu durdurmak için Bir şey yapmalıyım.
يجب أن أفعل شيئاً لإيقافه.

Bir şeyler yapmam gerekiyor.
. يجب أن أفعل شيئاً

O anda, Bay Ross'un benim hakkımdaki düşüncelerini değiştirecek, bir şeyler yapmam gerektiğini fark ettim. Belki de Dorothy haklıydı.
في تلك اللحظة، أدركتُ أنّي يجب أن أفعل شيئاً لتغيير رأي السيّد (روس) عني

Bu arada böcekler elmalarımı yiyor bu konuda bir şey yapmam gerek.
بالمناسبة, الحشرات تأكل تفاحاتي, يجب أن أفعل شيئاً ما بها. بوسعي أن أخبز فطيرة.