Babamı ve adamlarını görmem gerek. Akşam yemeğini bensiz yiyin. | Open Subtitles | يجب أن أقابل أبى و رجالة لذا تناولى العشاء بدونى |
Babamı ve adamlarını görmem gerek. Akşam yemeğini bensiz yiyin. | Open Subtitles | يجب أن أقابل أبي و رجاله لذا تناولي العشاء بدوني |
Biriyle buluşmam gerek, çok geciktim. | Open Subtitles | يجب أن أقابل شخص ما وانا بالفعل تأخرت |
Diğer davamla ilgili biriyle buluşmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أقابل شخص ما بشأن قضيتي الأخرى |
Söylediğim gibi, arkadaşlarımla buluşmam lazım. | Open Subtitles | حسنا ، مثلما قلت لك يجب أن أقابل بعض الناس |
Korelilerle buluşmam lazım. Bize ödemeye hazırlarmış. | Open Subtitles | يجب أن أقابل الكوريين هم مستعدون ليدفعوا لنا |
Ama şimdi 12.30'da arkadaşlarınla görüşmem gerek. | Open Subtitles | والآن يجب أن أقابل أصدقاءك الساعة 12: |
Ne yazık ki bu akşam bir grup arkadaşla görüşmem gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا ، أعتقد أننى يجب أن أقابل أشخاص ما لاحقا |
Babamı ve adamlarını görmem gerek. Akşam yemeğini bensiz yiyin. | Open Subtitles | يجب أن أقابل أبى و رجالة لذا تناولى العشاء بدونى |
Senin bitirmen gereken bir rapor var, benim de avukatımı görmem gerek. | Open Subtitles | لديك تقرير يجب انهائه و يجب أن أقابل محاميّ |
Bir kulakla ilgili bir kızı görmem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أقابل فتاة وأتباحث معها عن إذني |
Geceleyin Henneberglerle gece kulübünde buluşmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أقابل "هينيبرغ" في النادي، مع منتصف الليل. |
- Biriyle buluşmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أقابل أحدهم. |
Oh, Bay Mooney, Bob Cummings ile buluşmam gerek! | Open Subtitles | سيد (موني) ، يجب أن أقابل (بوب كومنغ) |
Yukarıda biriyle buluşmam lazım. Ama hemen döneceğim. | Open Subtitles | يجب أن أقابل أحداً في الطابق العلوي |
Tate Modern Galerisi'nde eşimle buluşmam lazım. | Open Subtitles | يجب أن أقابل زوجتي بمعرض الفن الحديث |
Pekâlâ. Nero ile yeni Diosa evraklarını imzalamak için Stockton'da buluşmam lazım. | Open Subtitles | (يجب أن أقابل (نيرو) في (ستوكتون للتوقيع على أوراق (ديوسا) الجديدة |
- Tamam. Aslında Ashley'nin ofisinde nakliyecilerle görüşmem gerek. | Open Subtitles | حسناً، في الواقع، يجب أن أقابل الناقلين في مكتب (آشلي)، |
Bence nişanlandığım adamla bir kez olsun görüşmem gerek. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يجب أن أقابل خطيبي |
Üzgünüm, Nick'iyle görüşmem gerekiyor. Merhaba. | Open Subtitles | آسف، أنا يجب أن أقابل نيك مرحبا |
Gidip Gruber ile görüşmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أقابل (جروبر) |