Eğer üçünüz de bu odadan canlı ayrılmak istiyorsanız bana 25 milyon dolar ödemek zorundasın. | Open Subtitles | إن أردت أن تغادر الغرفة حياً .. يجب أن تدفع . لي 25 مليون دولار |
Onu güvende tutmak, beni ve ailemi korumak için ödemek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تدفع لإبقاءه آمنا، ولحمايتي أنا وعائلتي. |
Devlet sağlık sigortalarını ödemek zorunda. | Open Subtitles | يجب أن تدفع الحكومة للتأمين الصحى الأمر معقد ... |
Ve böylece NBC havaalanına giden taksilerimizin parasını ödemek zorunda kalıyor. | Open Subtitles | وشبكة " إن بي سي " يجب أن تدفع لليموزين لينقلنا إلى المطار |
Yani, kocanı senden uzaklaştırmaya çalışmasını ödemeli mi diyorsun? | Open Subtitles | إذاً أنتِ تقولين أنها يجب أن تدفع ثمن أنها أرادت أخذ زوجكِ منكِ ؟ |
Ücret ödemen lazım çocuk. | Open Subtitles | أيها الطفل، يجب أن تدفع الأجرة. |
Dur bir dakika, işe yaradı. Parasını ödemen gerek. | Open Subtitles | انتظر لحظة، أنا بالعمل يجب أن تدفع من أجلها |
Biz burada dalga geçmiyoruz, iş yapıyoruz. Kullandın mı ödeyeceksin. | Open Subtitles | نحن لسنا هنا كي نتسكع أنت زبون، يجب أن تدفع |
Hey, bekle bir dakika. Dolaştığımız için iki katı ücret ödemek zorundasın. | Open Subtitles | إنتظر دقيقة يجب أن تدفع الضعف للتجول |
Bütün park cezalarını ödemek zorundasın, aksi takdirde burada kalıyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تدفع لكل المخافات أو تبقى هنا |
Kuralları çiğnedin ve bedelini ödemek zorundasın. | Open Subtitles | لقد خرقت القواعد، و يجب أن تدفع الثمن. |
Parasını ödemek zorundasın! | Open Subtitles | يجب أن تدفع مقابل ذلك |
Sen her şeyin bedelini ödemek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تدفع الثمن |
Benim tacımın. Herkes bu katkıyı ödemek zorunda. | Open Subtitles | أخبرني لم يجب أن تدفع لك البلاد هكذا |
Çünkü benim hatalarımın bedelini, sen ödemek zorunda olmamalısın. | Open Subtitles | لأنكَ لا يجب أن تدفع ثمن آثامي |
Bence masraflar ve kayıplar için hastane bize daha fazla ödemeli. | Open Subtitles | أرى بأن المستشفى يجب أن تدفع أكثر تعويضا للصدمات والخسائر |
İçinde zerre sen olan herkes ödemeli! | Open Subtitles | أي شخص لديه قطرة من دمك يجب أن تدفع |
Haklı olarak ödemen lazım. | Open Subtitles | لكن لأخبرك يجب أن تدفع |
Ücret ödemen lazım. | Open Subtitles | يجب أن تدفع الأجرة. |
Otobüse binmene izin verdim. Karşılığını ödemen gerek. | Open Subtitles | يجب أن تدفع لي لجعلك تركب هذه الحافلة |
Bunun bedelini ödemen gerek. | Open Subtitles | الآن يجب أن تدفع الثمن. |
Ama büyük annen sana kurabiyedir, pornodur, kektir falan yollarsa almak istiyorsan bedelini ödeyeceksin. | Open Subtitles | إن أرسلت لك جدك حلوى أيا كان يجب أن تدفع لها إن أردت أن تحصل عليها |