"يجب أن تنتظر" - Translation from Arabic to Turkish

    • beklemelisin
        
    • beklemek zorunda
        
    • beklemek zorundasın
        
    • beklemeniz gerek
        
    • beklemeniz lazım
        
    • beklemen gerekmez
        
    • beklemesi gerektiğini
        
    Kronometreyi beklemelisin, bu şekilde kazancın oldukça düşük olduğunu anlarsın. Open Subtitles يجب أن تنتظر لينطلق المنبه وتعلم أن الكسب قليل كفاية
    Rahatlamak için beklemelisin. İstediğin bu mu? Open Subtitles يجب أن تنتظر دورك بالشؤون الإجتماعية، هل هذا ما تريده؟
    Ama durun, kan.. kan tahlili sonuçlarını beklemek zorunda değil misiniz? Open Subtitles ولكن مهلاً ، ألا يجب أن تنتظر نتائج تحليل الدم الخاصة بي؟
    Ama eğer istemiyorsan, beklemek zorunda değilsin. Open Subtitles لكن كما تعلم ، لا يجب أن . تنتظر إذا لم تكن ترغب بذلك
    Yerini aldığında, genelde beklemek zorundasın. Open Subtitles عندما تذهب لمكانٍ ما, يجب أن تنتظر معظم الوقت.
    Senden daha yaşlı olan birini beklemek zorundasın. Birilerinin ölümünü bekleyemem. Open Subtitles يجب أن تنتظر مقتل شخص أكبر سناً لتتقدّم
    Yeni uydu yerleştirilene kadar beklemeniz gerek. Open Subtitles يجب أن تنتظر حتي ياخذ القمر الصناعي الجديد مكانة.
    "Hayır, sabahı beklemeniz lazım." dediler. Open Subtitles و قالوا لا يجب أن تنتظر حتى الصباح
    Ordunun öne geçmesini beklemen gerekmez mi? Open Subtitles الا يجب أن تنتظر الجيش ليتقدمك ؟
    Ama sonra sigorta şirketi hastanede yatmak için sırasını beklemesi gerektiğini söyledi. Open Subtitles لكن الشركة قالت أنها يجب أن تنتظر دورها لتدخل مستشفى حكومي
    -Doğru zamanı beklemelisin. -Doğru zamanın geldiğini nasıl bileceğim? Open Subtitles يجب أن تنتظر اللحظة المناسبة ومتى هذه اللحظة؟
    Bak, biz tüm bu olanları halledene kadar beklemelisin tamam mı? Open Subtitles يجب أن تنتظر حتى نعرف نهاية الأمر، حسناً؟
    - burada beklemelisin. - Onu buldunuz mu? Open Subtitles أنت, أنت يجب أن تنتظر هنا حتى نحدد ما إذا كانت في السيارة
    Yakınlaşana kadar beklemelisin. Bunların derdi ne? Open Subtitles يجب أن تنتظر حتى يصبحوا في مرماك لماذا هم هكذا ؟
    Evet, şimdi sesini duymak için gelecek yıla kadar beklemek zorunda. Open Subtitles أجل والآن يجب أن تنتظر عام أخر لتسمع صوتك
    Dünya tarihinde yapılacak en iyi, en çılgın görüntülü konuşma beklemek zorunda o yüzden. Open Subtitles إذن محادثات الفيديو المجنونة للإرض يجب أن تنتظر
    Dünya tarihinde yapılacak en iyi, en çılgın görüntülü konuşma beklemek zorunda o yüzden. Open Subtitles إذن محادثات الفيديو المجنونة للإرض يجب أن تنتظر
    O zaman anayasa mahkemesini beklemek zorundasın. Open Subtitles إذن يجب أن تنتظر للمحكمة العُليا
    Karneni beklemek zorundasın genç adam. Open Subtitles يجب أن تنتظر لبطاقتك أيها الشاب
    - Sen de hepimiz gibi yemeği beklemek zorundasın Cale. Open Subtitles يجب أن تنتظر العشاء كبقيتنا يا كال
    K2: Sıranızı beklemeniz gerek. O kişi: Kabasınız. TED حارس2: يجب أن تنتظر دورك.
    Bayım sıranızı beklemeniz gerek. Open Subtitles يجب أن تنتظر دورك
    Bayım sıranızı beklemeniz gerek. Open Subtitles يجب أن تنتظر دورك
    Dışarıda beklemeniz lazım. Open Subtitles وودروف يجب أن تنتظر في الخارج
    Albay O'Neill'ın dönmesini beklemen gerekmez mi? Open Subtitles ألا يجب أن تنتظر عودة الكولونيل أونيل؟
    Jane'in büyükannesi onu büyütürken bekaretin kutsal bir şey olduğunu ve beklemesi gerektiğini öğretti. Open Subtitles جدة (جين) أثارت بها الى الاعتقاد بأن عذريتها مقدسة وأنها يجب أن تنتظر (هذا هو خطيب (جين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more