"يجب أن نحضر" - Translation from Arabic to Turkish

    • almalıyız
        
    • çağırmalıyız
        
    • almamız gerek
        
    • almamız gerektiğini önermelisin
        
    • gitmeliyiz
        
    • götürmeliyiz
        
    Tamam, iyi. Gidiyoruz. Ama önce Ashley'i almalıyız. Open Subtitles حسناً , سوف نغادر ولكن يجب أن نحضر آشلى أولاً
    Bu sana yeni kıyafetler almalıyız demek. Open Subtitles هذا معناه أننا يجب أن نحضر لك ملابس جديدة
    Belki de şu BMW'lerden bir avukat çağırmalıyız. Open Subtitles ربما يجب أن نحضر محامياً من شركة بي إم دبليو
    Şu silahları almamız gerek. Open Subtitles يجب أن نحضر هذه البنادق
    Michael'a... şu manila tipi çift katlı dosya klasörlerinden daha çok almamız gerektiğini önermelisin. Open Subtitles أنه يجب أن نحضر المزيد من ملفات ورق المانيلا المزدوجة
    - Sanırım şerife gitmeliyiz. - O acı hakkında, daha fazla şeyler duymak istiyorum. Anlat bakalım. Open Subtitles أعتقد أننا يجب أن نحضر الشريف أنا أريد أن أسمع المزيد عن هذا الألم ، أخبرنى
    Herkesi yerleşim yerinden üsse geri götürmeliyiz. Open Subtitles يجب أن نحضر الجميع من المستوطنة إلى القاعدة
    Çabucak o anahtarı almalıyız. - Evet, evet. Anahtar, anahtar. Open Subtitles يجب أن نحضر المفتاح بسرعة - نعم المفتاح -
    Lanet silahları almalıyız, yoksa öldük demektir. Open Subtitles يجب أن نحضر البنادق اللعينة والا سنموت
    Annene teşekkür etmek için buradan bir şey almalıyız. Open Subtitles يجب أن نحضر شيء لوالدتك حتى تقول شكرا
    - Süs eşyası gibi bir şey mi almalıyız? - İşte şimdi konuya girdin. Open Subtitles هل يجب أن نحضر زينة أو ما شابه؟
    En azından Blum'un evi için arama izni almalıyız. Open Subtitles يجب أن نحضر مفكرةً لتفتيش منزله
    Galiba bir an önce polisi çağırmalıyız. Open Subtitles يجب أن نحضر الشرطة إلى هنا حالاً
    Çilingir çağırmalıyız. Zaman yok! Open Subtitles يجب أن نحضر أخصائي بالأقفال
    Polisi çağırmalıyız. Open Subtitles يجب أن نحضر الشرطة
    Harris'in Sanja'yla yaptığı videoyu almamız gerek. Open Subtitles يجب أن نحضر الشّريط .(الذي صوّره (هاريس) لـ(سانيا
    Anne gidip Beth'i almamız gerek ama Max ve Sarah ben yokken sana göz kulak olurlar. Open Subtitles أمي .. يجب أن نحضر (بيث)، لكن (ماكس) و(سارة) سيعتنون بكِ أثناء غيابي.
    Michael'a... şu manila tipi çift katlı dosya klasörlerinden daha çok almamız gerektiğini önermelisin. Open Subtitles أنه يجب أن نحضر المزيد من ملفات ورق المانيلا المزدوجة
    - Baba, bence bir toplantıya gitmeliyiz. Open Subtitles أبي، أظننا يجب أن نحضر جلسة علاج نفسيّ.
    - Onu bir doktora götürmeliyiz. Open Subtitles يجب أن نحضر لها طبيباً هل هي بخير ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more