Keşke düzenli yazışabilseydik fakat bu, bundan sonra sona ermeli. | Open Subtitles | أتمنّى فقط بأنّنا يمكن أن نستمرّ لمراسلة، لكنّه يجب أن ينتهي بعد هذا. |
Özür dilerim. Öyle ya da böyle bu iş bitecek. | Open Subtitles | أنا آسفة، بطريقة ما أو بأخرى يجب أن ينتهي هذا |
Oğlandı ve onu öldürttüm çünkü bu artık bir son bulmalı ! | Open Subtitles | كان ابننا و كان علي أن أقتله لأن كل هذا يجب أن ينتهي |
Ciddi ve saygılı bir biçimde söyleyelim, iş yerlerinizdeki cinsiyet ayrımcılığı bitmeli. | TED | بكرامة واحترام، التحيز الجنسي في أماكن عملكم يجب أن ينتهي. |
Onun zamanı da annesininkiyle birlikte sona ermeliydi. | Open Subtitles | كان يجب أن ينتهي زمانه مع والده |
Ama bitmek zorunda olduğunu bilseniz dahi sonunda bittiğinde her zaman kaçınılmaz bir azap yaşarsın./ | Open Subtitles | لكن حتى عندما تعرف ...أنّ الأمر يجب أن ينتهي ...عندما ينتهي الأمر أخيراً : تصاب بهذا الوخز الحتمي |
Evlat böyle Bitmesine gerek yok. | Open Subtitles | ! بُني؟ لا يجب أن ينتهي الأمر بهذه الطريقة |
- Bunun bir sonu olmalı. | Open Subtitles | -مهلا ، مهلا -هذا يجب أن ينتهي |
Bir şey düşündüğüm yok, biliyorum. Bu deliliğin sona ermesi gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | لا أظن شيئًا، بل أعلم يقينًا، وأدرك أن هذا الجنون يجب أن ينتهي. |
Bir gün sona ermeli, o gün bu gün. | Open Subtitles | هو يجب أن ينتهي في وقت ما. ذلك الوقت الآن. |
Her gün böyle sona ermeli. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة التي يجب أن ينتهي بها كل يوم |
Bu artık sona ermeli, dayanamıyorum. | Open Subtitles | هذا الأمر يجب أن ينتهي أنا لا أَستطيع تحمله |
Parktaki geçit töreni 11:00'de bitecek. | Open Subtitles | حسنا، يجب أن ينتهي العرض حوالى الساعة 11: 00 في الحديقة، |
İki saat içinde bu iş bitecek. | Open Subtitles | يجب أن ينتهي الأمر في غضون ساعتين |
"Her şey anlamsız. Öyleyse bu anlamsızlık bir son bulmalı." | Open Subtitles | "الكل لا يعني شيئا ,لذا هذا اللاشيء يجب أن ينتهي" |
Şimdi bu hayatın rüyaları son bulmalı ve bu rüyayı görenlerde bununla beraber yok olmalı. | Open Subtitles | الأن حلم تلك الحياة يجب أن ينتهي وأيضا من يحلم بذلك |
30 yıl daha yaşamayacağım. Bu iş şimdi bitmeli. | Open Subtitles | لن اكون متواجداً بعد 30 عاماً يجب أن ينتهي هذا الآن |
Bu sona ermeliydi. | Open Subtitles | كان يجب أن ينتهي ذلك." |
Tüm bunlar senin için kötü bitmek zorunda değil. | Open Subtitles | لا يجب أن ينتهي هذا بشكل سيئ لك. |
- Böyle Bitmesine gerek yok Ned. - Dalga mı geçiyorsun? | Open Subtitles | -لا يجب أن ينتهي الأمر على هذا المنوال،نيد. |
Bunun bir sonu olmalı. | Open Subtitles | يجب أن ينتهي هذا |
Sadece bunun nasıl sona ermesi gerektiğini aklında tut. | Open Subtitles | فقط تذكّرى كيف هذا يجب أن ينتهي |
Bu şekilde sona ermesi gerekiyor. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة التي يجب أن ينتهي بها الآمر |
Bu şekilde bitmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يجب أن ينتهي بهذه الطريقة. |