"يجب القيام به" - Translation from Arabic to Turkish

    • Yapılması gereken
        
    • yapmam gerektiğini
        
    • yapmam gereken
        
    • yapman gerektiğini
        
    • yapacak
        
    • yapması gerektiğini
        
    • yapılması gerektiğini
        
    • yapacağını
        
    • yapacağımızı
        
    • yapacaklarını
        
    • yapılması gerekiyorsa
        
    • yapmalıyım
        
    • yapacağımıza
        
    • yapılacak
        
    Konu Han'ını ve İmparatorluğu korumaya gelirse Yapılması gereken her şeyi yapar. Open Subtitles وعندما يتعلق الأمر بحماية خانها، وإمبراطوريتها فإنها ستفعل ما يجب القيام به
    Orada olacağım ve sen ne yapmam gerektiğini söyleyeceksin. Open Subtitles أنا ستعمل يكون هناك و كنت ستعمل يقول لي ما يجب القيام به.
    yapmam gereken bir şey var ve bana güveniyorsun, değil mi? Open Subtitles إنه شيء يجب القيام به وأنت تثقي بي , أليس كذلك ؟
    - Burada duracaksın, sana ne yapman gerektiğini söyleyecekler. Open Subtitles البقاء هنا. انا اقول لكم ما يجب القيام به.
    - Tamam. Kullanman gerekiyorsa... - Hayır, benim yapacak işlerim var. Open Subtitles إذا كنت في حاجة لاستخدامه لا، لا، لا، لدي عمل يجب القيام به.
    Bilge doktorlar ve gelişmiş tıptı ve cerrahlardı, elleriyle ne yapması gerektiğini bilen. TED كان حكمة الأطباء والطب المتقدم والجراحين الذين يعرفون ما يجب القيام به بأيديهم.
    Ne kadar acı olursa olsun, sorun yok diyorlar, eğer büyük birader bunun yapılması gerektiğini söylüyorsa, o zaman yapılması gerekiyor. TED على الرغم من وجود معاناة كبيرة، هم يشعرون بارتياح، إذا قال الأخ الأكبر أن هذا ما يجب القيام به، لذا يجب القيام به.
    Yani Yapılması gereken ilk şey, tünel çapını iki veya daha fazla kat azaltmak. TED أول شيء يجب القيام به هو تقليل قُطر النفق للنصف أو أقل.
    Yapılması gereken şey, polisin buna karışmasını engellemek. Open Subtitles ما يجب القيام به هو إيقاف الشرطة من التدخل في هذا.
    Yapılması gereken bu, Kim yaparsa yapsın. Open Subtitles هذا شيء يجب القيام به ولا يهم مَن سيقوم به
    Ne yapmam gerektiğini söyleyen dostlarım vardı. Open Subtitles حصلت بعض الأصدقاء يقولون لي ما يجب القيام به.
    Her zaman ne yapmam gerektiğini söyler ve bana istediğini yaptırmaya çalışırdı. Open Subtitles تقول لي دائمًا ما يجب القيام به و إجباري على فعل ما تريده
    Çıkmadan önce yapmam gereken son bir şey kaldı. Open Subtitles فقط أكثر شيء واحد يجب القيام به قبل يمكنني أن أجعل الهروب.
    LAB HAYVANLARINI BESLEMEYIN Eğer izin verirseniz, yapmam gereken işler var. Open Subtitles إذا كنت سوف إسمح لي، لدي عمل يجب القيام به.
    Tanrı'nın mektupları ne yapman gerektiğini söylemesine izin ver. Open Subtitles اترك الأمر إلى الله أن يقول لك ما يجب القيام به معهم.
    Ve o da sana ne yapman gerektiğini söyler. Open Subtitles أن تسأل سؤال ، وهو سوف يقول لك ما يجب القيام به.
    yapacak çok işimiz var, ve bunu yapmak için çok zamanımız yok, bu yüzden gidelim. Haydi. Open Subtitles هناك عمل كثير يجب القيام به ولا يوجد وقت كثير , هيا بنا
    Araba da oturup neler yapması gerektiğini söylememelisin. Open Subtitles لا يجلس في السيارة تنتظر مربع ليقول لها ما يجب القيام به.
    Onlar her zaman ne yapılması gerektiğini bilir. Open Subtitles إنهما يعرفان ما الذي يجب القيام به . إنهما يقومان دائماً بذلك
    Mevcut durum göz önüne alındığında kulağa imkânsız geliyor ama insanlık zaten ne yapacağını biliyor. TED فبحسب الوضع الحالي يبدو ذلك مستحيلًا، ولكن البشرية تدرك بالفعل ما يجب القيام به.
    Size ne yapacağımızı karar verene kadar burada uslu uslu durun. Open Subtitles كنت الأولاد الجلوس حتى نحن معرفة ما يجب القيام به معك.
    Bununla ilgili biraz rahatsızdılar, çünkü daha önce bunu yapmamıştık ve nasıl yapacaklarını tam olarak bilmiyorlardı. TED ولم يكونوا مرتاحين مع الفكرة بكثرة لانهم لم يقوموا بهذا من ذي قبل .. ولم يكن لديهم اي فكرة عما يجب القيام به
    Ne yapılması gerekiyorsa yaptırırsın. Open Subtitles يمكنكَ جعلهم يفعلون ما يجب القيام به
    Kurşun zehirlenmesi için endişelenmeme gerek olmamasına karşın yine de bakımımı yapmalıyım. Open Subtitles وبالرغم من ذلك لا يجب أن أقلق حيال التسمم من الرصاص, ثمة دفاعٍ عن النفس يجب القيام به
    En son onlara ne yapacağımıza karar veririz. En son Narcisse'i öldüreceğiz. Open Subtitles ثم سنقوم بإكتشاف ما يجب القيام به معهم، وبعد ذلك نقتل نارسيس
    Burada yapılacak iş var... ve seni buraya işte bu nedenle çağırdım. Open Subtitles هناك عمل يجب القيام به هنا وهذا هو سبب استدعائى لك هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more