"يجب عليكي ان" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorunda
        
    • gerek
        
    • gerekiyor
        
    • zorundasın
        
    Direkt eve gidebilirsin, bunu yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لقد رجعني للتو لا يجب عليكي ان تفعلي ذلك
    Bazen kendini rahat hissetmediğin şeyler yapmak zorunda kalırsın. Open Subtitles بعض الاحيان يجب عليكي ان تفعلي اشياء انتي غير مرتاحة لها
    Onun için hiçbir şey yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles حسناً لا يجب عليكي ان تكوني مُلزمة بفعل اي شيء لها
    Bu olayı en başındayken halletmen gerek Mia. Open Subtitles إسمعي، ميان يجب عليكي ان تضعي حداص للموضوع
    Dışarı çıkman gerek Bec. Bir şeyleri denemen lazım. Open Subtitles يجب عليكي ان تخرجي إلى هناك بيكا يجب عليكي ان تجربي شيئ ما
    Listede olmak için, bekâr olman gerekiyor. Open Subtitles يجب.. يجب عليكي ان تكوني غير مرتبطه لتكوني علي القائمه
    En başta bu ilişkide... birbirinizi yıllardır tanıyor olmaktan başka... bir şey olup olmadığına karar vermeniz gerekiyor. Open Subtitles حسنا يجب عليكي ان تفكري هل هناك المزيد من هذه العلاقة ؟ لقد عرفنا بعضنا منذ وقت طويل
    Hayatta kalmak istiyorsan bize açık açık anlatmak zorundasın. Aksi takdirde ben yokum. Open Subtitles ان كنتي تريدين ان تبقي حية , يجب عليكي ان تخبرينا كل شيئ
    Anne, benim önümde yemek zorunda mısın? Open Subtitles أمي، هل يجب عليكي ان تأكلي هذا أمامي؟
    Herkese anlatmak zorunda değilsin. Open Subtitles لن اخبر ? ن يجب عليكي ان تخبري الجميع.
    - Eğer ben torunuma gerçek bir tatil yaşatmak için daha çok çalışsaydım, o bunların hiçbirini yapmak zorunda kalmazdı. Open Subtitles اذا كنتي ستعتقلينها , يجب عليكي ان تعتقلينني أنا ايضا .
    İsviçre'ye kadar gitmek zorunda değilsiniz. Open Subtitles لا يجب عليكي ان تذهبي كل الطريق لسويسرا
    Onunla beraber olmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا يجب عليكي ان تبقي معه
    Hayatının sıkıcı olduğunu biliyorum ama her fırsatta söylemene gerek yok. Open Subtitles مهلا، أنا أعرف ان حياتك مملة، ولكن لا يجب عليكي ان تعلني عنها
    Eğer hazır değilsen buluşmana gerek yok. Open Subtitles لا يجب عليكي ان تريها ان لم تكوني جاهزه
    Korkmana gerek yok. Open Subtitles لا يجب عليكي ان تخافي
    Bu kadar hıyarlaşmana gerek yok. Open Subtitles لا يجب عليكي ان تكوني وقحة.
    Chloe artık hayatında olmazsa, nasıl hissedeceğini düşünmen gerekiyor. Open Subtitles يجب عليكي ان تفكري في مااذا كانت كلوي غير متواجدة في حياتك
    Daha kargaları bokunu yemeden gidip suçluyu almamız gerekiyor bu yüzden Teddy'e sadece asansörden odaya geçerken normal bir şekilde davran. Open Subtitles انا وانتي يجب ان نذهب لنأخذ المتهم في الصباح الباكر لذا يجب عليكي ان تتصرفي بعادتك امام تيدي من المصعد الي الغرفه
    Bak, Connie, o herifi dışarı çıkarmak zorundasın, tamam mı? Şovun içine edecek. Lanet olsun! Open Subtitles حسنا كوني يجب عليكي ان تخرجي ذلك الرجل من هنا اليس كذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more