"يجدوا طريقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yolunu bulmaları
        
    • yolunu bulacağız
        
    • bir yolunu bulana
        
    • yol bulmaya
        
    Bedelini almanın bir yolunu bulmaları an meselesidir diye düşündüm. Open Subtitles توقّعت أن مسألة وقتٍ فقط حتى يجدوا طريقة ليحصلوا على ما يريدونه
    Fotoğraf çekilmesi için, ajanı oraya sokmanın bir yolunu bulmaları gerekiyor. Open Subtitles من اجل الصور عليهم بأن يجدوا طريقة كي يدخلوا العميل الى مكان ما
    Vega'nın ikimize de ihtiyacı var ve ikimizde buradan sağ çıkmanın yolunu bulacağız. Open Subtitles فيغا يحتاج كلا منا، لذلك كل واحد منا هي ستعمل يجدوا طريقة البقاء على قيد الحياة هذا.
    Bundan kurtulmanın bir yolunu bulacağız. Open Subtitles سنقوم يجدوا طريقة للخروج من هذا.
    Hoşuna gitsin yada gitmesin bizi ayırmanın bir yolunu bulana kadar bu işte beraberiz tamam mı? Open Subtitles حسناً ؟ إذا حتى يجدوا طريقة لفصلنا نحن بهذا معاً , أحبب هذا او لا
    Biliyorlar. 100.000 kişiyi yol olmadan boşaltmanın bir yolunu bulana kadar... Open Subtitles هم يعرفون. وهم تحجم المعلومات حتى أنهم يجدوا طريقة
    Batı Şeria alanını anlaşmaya sokmak için bir yol bulmaya çalışıyorlardır. Open Subtitles أنا واثق من أنهم يحاولون يجدوا طريقة للضغط على أكثر مستوطنات الضفة الغربية إلى الاتفاق.
    Evet, bu yüzden şeyi istikrarsızlaştırmanın bir yolunu bulmaları gerek... Open Subtitles أجل، إذا... عليهم أن يجدوا طريقة لزعزعة...
    Bir yolunu bulmaları gerekiyor. Open Subtitles لابد ان يجدوا طريقة لهذا
    Onu kurtarmanın bir yolunu bulacağız. Open Subtitles نحن يجدوا طريقة لانقاذه.
    Bedeni pes ediyor olsa bile, zihnini sayısal bir depoya aktarmak için bir yol bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles لذلك، على الرغم من زوجها جسمها هو الفشل، أنا أحاول أن يجدوا طريقة لنقل عقلها إلى التخزين الرقمي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more