Neler yapabileceğimi bilmiyorlar. Ne yapabildiğimi. | Open Subtitles | يجهلون ما أنا قادرٌ عليه ويجهلون ما يمكنني فعله |
Bu insanlar beni istemiyor. Neler yapabileceğimi bilmiyorlar. | Open Subtitles | أولئك الذين لا يريدونني يجهلون ما أستطيع إنجازه |
Birileri benim bebeğimi tanıyor sadece bizim onu aradığımızı bilmiyorlar. | Open Subtitles | أحدهم يعرف إبنتي، يعرفونها ولكنهم يجهلون أننا نبحث عنها |
Bay Söze aynı adamlarla nadiren uzun süreli çalışır ve bu adamlar, kim için çalıştıklarını asla bilmez. | Open Subtitles | السيد : سوز كان نادرا ما يعمل مع نفس الاشخاص منذ فتره طويله و هم يجهلون كليا من الذي يعملون لحسابه |
Çoğu insan kaplumbağaların doğal bir vantuz olduğunu bilmezler! | Open Subtitles | مما يجعله يتحرك ببطئ شديد. والكثير من الناس يجهلون هذا, |
- Bizi bombalayacaklar. - Bilerek kaçırdığımızdan haberleri yok. | Open Subtitles | ـ سيقضون علينا تماماً ـ يجهلون أننا لم نصب الهدف عمداً |
Beni neden öldürmediklerini bilmiyorlardı. | TED | يجهلون لماذا لم يقوم هؤلاء الرجال بقتلي. |
Birileri benim bebeğimi tanıyor sadece bizim onu aradığımızı bilmiyorlar. | Open Subtitles | أحدهم يعرف إبنتي، يعرفونها ولكنهم يجهلون أننا نبحث عنها |
Hiç. Yani onlar, Başkan'ın kızının ellerinde olduğunu bilmiyorlar, hepsi bu. | Open Subtitles | لا شيء، فقط أنّهم يجهلون أسرهم لإبنة الرئيس لا أكثر. |
Bu gruplardaki ortak bileşenlerin ne olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | ولكنهم يجهلون العناصر المشتركة بين هذه المجموعات |
Aslında umurlarında değil. Hakkımda bir şey bilmiyorlar ki. | Open Subtitles | هم لا يهتمّون حقًّا، هم يجهلون كل شيء عنّي. |
İnançlarını kaybettiler. Ve bununla beraber, artık kimden korkmaları gerektiğini bilmiyorlar. | Open Subtitles | لقد فقدوا إيمانهم، وبذلك أمسوا يجهلون بمَن عليهم أن يخشوه |
Ama onlar bunu bilmiyor, çünkü senin ölü olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | لكنّهم يجهلون ذلك، لأنّهم يجهلون أنّك ميّتة. |
- Fark etmez. Parolayı bilmiyorlar. | Open Subtitles | هذا لا يهم إنهم يجهلون كلمة السر المضادة |
Virüs mü yoksa mikrop mu bilmiyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يجهلون ما إن كان فيروسًا أم ميكروبًا. |
Geçen onca yıldan sonra bile bilim insanları neden uyuduğumuzu bilmiyorlar. | Open Subtitles | بعد كل هذه السنينْ، العلماء لِلآن يجهلون لما حقاً ننام. |
Sorunun ne olduğunu bilmiyorlar. O yüzden söylemek zor. | Open Subtitles | حسناً يجهلون مابها لذا يصعب القول |
Cehennemdeki herkes, geçmişi ve geleceği bilir ama bugünü bilmez. | Open Subtitles | جميع من بالجحيم لديهم معرفة بالماضي والمستقبل، لكن يجهلون الحاضر! |
Buradaki çoğu inan nasıl kavga edeceğini bilmez. | Open Subtitles | أغلب قاطني هذا المكان يجهلون حتّى كيفية القتال |
Sıradan insanlar onun ne olduğunu dahi bilmez. | Open Subtitles | الأناس الطبيعين يجهلون ماهيتها |
Sadece, soytarılar okumayı bilmezler! | Open Subtitles | مـاأعنيهمن ورائها... . بعض المتقدمين قد يجهلون القراءة! |
Bu insanların korkunç bir şekilde ölmek üzere olduklarından haberleri yok. | Open Subtitles | أولئك الناس يجهلون أنّهم على وشك الموت بشكل شنيع. |
Bir yığın şey getirmişlerdi ancak bunları ne yapacaklarını bilmiyorlardı. | Open Subtitles | فقد تمكنت الحمله من جمع جبال من الأوعيه المعدنيه و كانوا يجهلون ماذا يفعلون بكل هذا الكم الهائل |
Bilim ve teknoloji öğrencileri olarak çoğu bilgisayarla ilgili bölümlerde okuyordu, ama İnternet'in varlığından haberleri yoktu. | TED | باعتبارهم طلاب في العلوم و التكنولوجيا كان العديد منهم متخصصون في الكمبيوتر لكنهم كانوا يجهلون وجود الانترنت. |