"يجوع" - Translation from Arabic to Turkish

    • açlıktan
        
    • acıktığında
        
    • açlık
        
    • acıkınca
        
    • acıkmaz
        
    • acıkacak
        
    • acıkıyor
        
    • acıkmıyor
        
    • aç kalacak
        
    • acıkacaktır
        
    • aç kalmasına
        
    • açken
        
    Dışarıda açlıktan ölür ya da daha kötü bir şey olur işte. Open Subtitles سوف يجوع حتى الموت هناك ، أو شئ آسوأ من ذلك
    Hayır,hayır,hayır.Hiçkimse açlıktan ölmedi. O hiç kimseyi açlıktan öldürmeyecek. Open Subtitles لا ، لا ، لا ، لم يجوع أحد إنها لا تريد تجويع أحد
    Karnı çok acıktığında doğuştan gelen yaşama içgüdüsü devreye girecektir. Open Subtitles عندما يجوع جداً غريزة حبّه للعيش الطبيعية ستشتغل
    Sivridişlerin üç ay sonra yeniden çıkana kadar açlık çekmen sana daha düzgün davranmayı öğretir. Open Subtitles يجوع لمده ثلاثه أشهر .. حتى تنمو أنيابه ستعلمّك أخلاق أفضل من هذا
    İnsanlar acıkınca işler çok çabuk boka sarar. Open Subtitles حينما يجوع الناس تسوء الأمور بسرعة شديدة
    Zinciri biraz daha kısaltırsak hareket edemez ve böylece çok acıkmaz. Open Subtitles ربما إن ربطانه لكيّ لا يتحرك فلن يجوع
    Ve acıkacak olursa, uyanıp, hemen meşe palamudu deposundan beslenecek. Open Subtitles وعندما يجوع , يستيقظ لفترة قصيرة يأكل من مخزونه الجوز
    acıkıyor ve cesetlerden biraz et kesip tavaya atıyor. Open Subtitles حين يجوع , يقوم بقطع اللحم من على الأجساد و يقليهم بإناء القلي
    - Hayır, ben- - Hiç acıkmıyor. Open Subtitles لا لا يجوع أبداً
    Sanırım çocukların aç kalacak ve karın da paçavralar giyecek. Open Subtitles انه نفس الشيء معك عندما يجوع أولادك وترتدى زوجتك الملابس البالية
    Eğer baban çok fazla hareket ederse, baba acıkacaktır. Open Subtitles اذا كان والدك يتحرك كثيرا, فسوف يجوع بسرعة
    Başkalarının çocukları açlıktan ölürken benimkilerin daha çok oyun almasını ve özel okullara gitmelerini adil bulmuyorum. Open Subtitles لا يُمكنني ان ابرر شراء العاب الفيديو او المدارس الخاصة في ذات الوقت الذي يجوع فيه اطفال الآخرين
    Belki de Chavez'in açlıktan kendisini öldürmesine göz yummalıyız böyle olursa hiçbir şey yapmak zorunda kalmayız. Open Subtitles ربما نترك شافيز ,يجوع حتى الموت لن نضطر بعدها لفعل أي شيء
    Dağın başında, üvey oğlumun açlıktan veya soğuktan ölmesine izin verirsem halkım ne düşünür? Open Subtitles ماذا سيظن شعبي إذا سمحت لابن زوجتي المحبوب أن يجوع ويتجمّد حتى الموت بزريبة في جبل؟
    Kendi insanlarının açlıktan ölmesini istiyorsa, öyle olsun. Open Subtitles إذا كان يريد أن يدع شعبه يجوع فليكن كذلك
    Bu hayvan gibi davranmaktır, hemde acıktığında kendi bokunu yiyen pis hayvanlar gibi. Open Subtitles أنت تتصرف كحيوان حيوان قذر يأكل قذارته حين يجوع
    Ve bir insan aç kurt gibi acıktığında bir duble hamburger yiyor. Open Subtitles حين يجوع إنسان بشدّة، يأكل شطيرة لحم بشريحتيّ جبن.
    # Bir gün patron acıktığında Open Subtitles في يوم ما عندما يجوع الزعيم.
    açlık ve yorgunluğa rağmen sakinliğini ve kibarlığını koruyabilmeli. Open Subtitles سوف يجوع و يتعب انه سوف يتدرب ليكون هادئا ومعتدلا.
    Merak etme , herhalde karnı acıkınca geri döner. Open Subtitles لا تقلق. من المحتمل يرجع عندما يجوع.
    Yakında acıkacak, işte o zaman şeker mi şaka mı olacak. Open Subtitles قريباً جداً، سوف يجوع .. وحينها إمّا الخدعة أو القتل
    - Ben sinirleniyorum, Vermin de acıkıyor. Open Subtitles - إنني قد بدأت أعضب و فيرمين قد بدأ يجوع
    Kimse acıkmıyor. Open Subtitles لا يجوع أحدٌ
    Karar sizin. Oğlan burada aç kalacak ya da dışarıda ölecek. Open Subtitles يجوع الفتى هنا أو يقتل بالخارج
    Bir de, birkaç saate yine acıkacaktır. Open Subtitles و على الأرجح سوف يجوع بعد ساعتين
    Bana teşekkür edeceksin. Yolumuz uzun ve Kunduz açken huysuz olur. Open Subtitles اشكروني لاحقاً انها رحلة طويلة وهذا القندس يجوع سريعاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more