Görünen o ki, isyancıları, siz Majesteleri'ne karşı tekrar ayaklandırmaya yardım etmeleri için, Fransızları ve diğer ülkeleri ikna etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | على ما يبدو ، انه يحاول اقناع الفرنسيين ، وغيرهم للمساعدة في إحياء حركات التمرد ضد صاحب الجلالة |
Komiseri tehlikeli olduğuna ve durdurulman gerektiğine ikna etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | وانه يحاول اقناع رئيسه الذي أنت خطرا لا بد من وقفها. |
Ne zaman kendinden bu kadar emin konuşan bir adam görsem büyük oranda kendini ikna etmeye çalışıyor diye düşünürüm hep. | Open Subtitles | أتعلم متى ما اسمع رجلاً يمتلك هذا اليقين لطالما أعتقد أنه يحاول اقناع نفسه |
General Zaman'ı ihaneti hakkında bilgilendiriyor ve diğer generalleri yanına katılmaya ikna etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | الجنرال اخبر زومان بخيانته وهو يحاول اقناع الجنرالات الاخرين بالوقوف معه |