"يحبّني" - Translation from Arabic to Turkish

• seviyor
• sevdiğini
• sevemez
• sevip
• seven
• sever
• hoşlanıyor
• sevmedi
• sevdiğine
• hoşlandığını
• beni sevmiyor

Bu durum içimde bile birçok çatışma yaratıyor, mesela bir parçam beni seviyor, bir kısmım nefret ediyor.
وهذا يسبّب الكثير من الصراعات الداخلية ، كما تعلمون ، مثل كون جزء مني يحبّني ، وجزء مني يكرهني.

Babanı çok özlediğini biliyorum... ve beni çok seviyor ikiniz de beni seviyorsunuz, ama tekrar birleşmeniz bana bağlı değil.
أعرف أنّك تفتقد أباك و هو يحبّني جدًّا يحبّني كلاهما و هذا لا يوجد اي تشابة معي

Kalbimde, İsa'nın beni hala sevdiğini biliyorum.
أعرف بقلبي ان السيد المسيح ما زال يحبّني.

Bazı günler güzeldir ve onun beni sevdiğini düşünürüm.
بعض الأيّام تكون جيّدة وأعتقد أنّه يحبّني

Başka hiçbir şey beni sevemez hatta özellikle ben bile.
لا شيء آخر قد يحبّني ولا حتّى... خصوصاً ليس أنا ...

Onun beni sevip sevmediğini bile bilmiyorum.
انا ساذجه جدا . أنا حتى لا إعرف سواء يحبّني ام لا

Hayır, ben gerçekten beni seven ve çok sevdiğim birine âşık olmak istiyorum.
لا، أنا في الحقيقة أرغب بأن أقع في الحبّ, مع فتى يحبّني وأحبّه.

O iyi bir adam... ve beni seviyor, ve oğlumuzu da seveceğinden eminim.
إنّه رجل صالح وهو يحبّني وأعرف أنّه سوف يحبّ ابننا

Sence İsa beni hala seviyor mudur Roland?
تعتقد ان المسيح ما زال يحبّني ... رولند؟

Eminim ki o da beni seviyor hâlâ.
أنا مقتنعة أنه ما زال يحبّني أيضا

Seninkiler, "Kocam beni çok fazla seviyor" ya da "Dadının saçlarından nefret ediyorum" gibi sorunlar.
فالحال دائماً "زوجي يحبّني بإفراط" أو "أكره شعرَ مربيّتي"

O da beni seviyor. Canını yakmak mı istiyorsun?
يحبّني أنا أيضًا، أتودّين إيذاءه حقًّا؟

Tanrım, benim adamım benim biraz cilalanmış hâlimi seviyor.
ربّاه، رجلي يحبّني مشمّعة بالإنش

İşini kaybetti ve beni sevdiğini söylediği onca zaman, arkadaşımla yattı.
لقد خسر عمله، ومن ثمّ خانني مع صديقتي بينما كان طوال تلك الفترة يخبرني أنّه يحبّني

Bu sabah birden bire beni sevdiğini söyledi.
أخبرني صباح اليوم وعلى حين غرّة بأنّه يحبّني

Bunca zaman beni sevmediğini düşündüm. Aslında sevdiğini öğrendiğimdeyse artık çok geçti.
طيلة الوقت ظننته لا يحبّني و إذ بي أكتشف أنّه كان يحبّني و كان الأوان قد فات

İş arkadaşlarımla anlaşmakta biraz güçlük çekiyorum bu yüzden halihazırdaki arkadaşlarımın beni neden sevdiğini daha iyi anlamak için araştırma yapıyorum.
إنّي أواجه قدرا من الصعوبة في توطيد علاقتي مع أحد زملائي في العمل ولذلك إقوم ببحث بسيط لأفّهم بشكل أفضل لماذا يحبّني أصدقائي الحاليّون

Beni sevemez, hayatımda olmak isteyemez yani.
-أنه يحبّني . -إنه غير قادر على الحب، يا (ديلان ).

Beni sevip sevmediğini bilmeden.
أنا لا حتى اعرف سواء هو يحبّني ام لا

Beni penceremin dışında aptal bir teyp ile dikilecek kadar seven biriyle çocuk yapmak istiyorum.
أريد إنجاب أطفال من أحدٍ يحبّني كفاية ليقف خارج نافذتي حاملًا مسجّل غبيّ

Güzel ,Herkes beni sever.
حسنٌ, الكل يحبّني.

Ailemden de hoşlanıyor. Hep sizden söz ediyor.
إنه يحبّني ويحبّ عائلتي أيضاً إنــه يتحدّث عنكِ دائمــاً

Kimse beni senin sevildiğin gibi sevmedi.
لم يحبّني أحدٌ سابقاً بنفس الطريقة التي أُحبِبتِ بها

Bunu Robin cebine at, sonra Kate'i Robin'in hâlâ beni sevdiğine ikna et hâlâ kalbinde Isabella olduğuna.
ضعي هذا عند روبن، ثمّ اقنعي كايت بأنّه ما زال يحبّني حبه الصحيح لإيزابيلا

Benden pek hoşlandığını sanmıyorum.
أنا لا أعتقد انه يحبّني كثيرا.

Demek istediğim, huysuz olduğum zamanlarda kimse beni sevmiyor, minik bezelyem.
المقصد هو، عندما كنت سخطاً لا أحد يحبّني يا صغيرتي