Bazı insanlar şekerli değil, sade çöreği sever. | Open Subtitles | بعض الناس يحبّون الكعك المحلّى خالياً، بدون تغطية |
Bazı insanlar şekerli değil, sade çöreği sever. | Open Subtitles | بعض الناس يحبّون الكعك المحلّى خالياً، بدون تغطية |
Hayvanları severler, insanlara dayanamazlar. | Open Subtitles | ، إنهم يحبّون الحيوانات إنهم لا يستطيعون تَحمّل الناس |
Hayvanları severler ama insanlara katlanamazlar. | Open Subtitles | ، إنهم يحبّون الحيوانات إنهم لا يستطيعون تَحمّل الناس |
Doğu Tennessee Devlet Koleji' nde sanırım mecaz kullanmayı seviyorlar. | Open Subtitles | أرى أنّهم يحبّون خلط الإستعارة في كليّة شرق تينيسي الأهلية |
Bunun yanında, dünürlerimiz de Boeun'u kendi kızları gibi seviyor. | Open Subtitles | إضافتاً . قانونيّاً يحبّون بويون مثل ما يحبّون بنتهم |
Başkalarının işlerini yaparak kazandıkları tüm parayla parti vermeye bayılırlar değil mi? | Open Subtitles | يحبّون الاحتفال بالمال الذي يجنونه من أعمال الآخرين |
Erkek kızdan hoşlanıp, kız da erkekten hoşlanır ve sevişirler. | Open Subtitles | حسناً، إنّه أمر سهل الشباب يحبّون الفتيات الفتيات يحبّون الشّباب |
O şeylere bebek deniyor, sen sadece yürüyerek salla yürüyerek sallanmaya bayılıyor. | Open Subtitles | إنهم أطفال و هُم يحبّون طريقة، المشي و الهزّ إنه يحب هذه الطريقة أيضاً |
Belki üstündeydi. Kemik insanları, kemik taşımayı sever. | Open Subtitles | حسناً، ربما كان يحتفظ بها البشر يحبّون الإحتفاظ بالعظام |
Politikada herkes inanç insanı olmakla övünmeyi sever. | Open Subtitles | كل المشتغلون بالسياسة يحبّون التفاخر بانهم مؤمنون |
Bazıları uzun, sarışın ve seksi sever. Bazıları ise.. | Open Subtitles | البعض يحبّون الطويلات الشقروات .المثيرات،وبعضالرجاليحبّون. |
Washington'daki elemanlar... taze Baltimore kıçını çok severler. | Open Subtitles | الرجال في السجن كذلك إنهم يحبّون المؤخّرات البالتيمورية اليافعة |
İnsanlar tren enkazlarını severler tabii kendileri içinde olmadıkları sürece. | Open Subtitles | أشخاص يبدو أنّهم يحبّون الكوارث عندما لا يكون الأمر متعلق بهم. |
Sadece laflıyorduk delikanlılarla ki geydir kendileri, severler başka delikanlıları da. | Open Subtitles | أتحدّث مع أصدقائي، الذين هم شواذّ لأنّهم يحبّون الشباب. |
Görünüşe göre insanlar kendinden çirkin, bira satan adamları seviyorlar. | Open Subtitles | تبيّن، أنّ الرجال يحبّون رجالا يبدون أسوء منهم يبيعونهم جعّة |
Bu çocuklar iyi çocuklar, ve, adamım, dans etmeyi çok seviyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال أطفال جيدين ورجال يحبّون الرقص |
Para bu adada hiçbir halta yaramadığı için de, insanlara sevdikleri bişey vermeliyim... ve onlar eti seviyor. | Open Subtitles | بما أنّ المال لا يعني شيئاً على هذه الجزيرة يجب عليّ أن أقدّم للناس شيئا يحبّونه و الناس يحبّون الطعام |
Tüm erkekler ulusal hobilerini oynamaya bayılırlar. | Open Subtitles | ؟ لان كلّ الرجال يحبّون اللعب في التسلية الوطنية. |
Bir kaçı, işe giderken yolda içmekten hoşlanır. | Open Subtitles | والبعض الآخر يحبّون احتساءه وهم في طريقهم إلى أعمالهم |
Biliyor musun bazı insanlar lanet liseli kızlar gibi ağır dramlar izlemeye bayılıyor. | Open Subtitles | أوتدري؟ بعض الناس يحبّون الدراما الشديدة مثل بنات المدارس الثانوية وآخرين لا أعرف أسمائهم |
İnsanlar "Yıldızlarla Dans'a" bayılır. Ben de katılmak isterdim. | Open Subtitles | الناس يحبّون الرقص مع النجوم أنا أودّ أن أتنافس بنفسي |
Kural olarak, casuslar polislerle uğraşmayı sevmez. | Open Subtitles | كَقاعدةٍ أساسية ، الجواسيس لا يحبّون التعامل مع الشرطة |
Derneklerini bırakanları sevmezler. | Open Subtitles | انهم لا يحبّون الناس يستمتعون في ناديهم. |
parlak ışıktan ve müzikten hoşlanmazlar. | Open Subtitles | إنّهم لا يحبّون الأضواء السّاطعة أو الموسيقى. |
Olmadı, bunu biliyor musun bilmem ama beyazlar insanları seks kölesi falan yapmaya bayılıyorlar. | Open Subtitles | لا أعلَم إن كنت تعرف ذلك. فالأشخاص البيض يحبّون السادية وهذا الهراء. |
Bana âşık olma. Kadınlardan hoşlanmayan geyler vardır ya hani. | Open Subtitles | لا تغرمين بي، أتعلمنَّ الشّواذ، الذين لا يحبّون النّساء؟ |
Hayır, ama insanlar vatanseverlik sözlerinden hoşlanıyorlar. | Open Subtitles | كلا، لكن الناس يحبّون هذه الأمور الوطنية |
Kendilerinin eski kültürleri olarak gördükleri şeyleri diğerlerinin eleştirmesinden, resimlerle, karikatürlerle ya da çizgi filmlerle yapılan ifadelerden hoşlanmıyorlar. | TED | ولا يحبّون الآخرين عندما ينتقدونهم في ما يعتقدون أنّه ثقافتهم القديمة أو عندما يستخدمون صورهم أو يرسمونها بشكل كاريكتوري أو بشكل رسوم متحرّكة. |