Toprağını işliyor, karısını seviyor çocuklarını önemsiyordu. -O evli değil. | Open Subtitles | ، كان يحرث الأرض ، يحب زوجته يهتم بأولاده |
Senatör karısını dövmez. karısını seviyor. Şanslı kadın. | Open Subtitles | السيناتور لا يضرب زوجته السيناتور يحب زوجته زوجة محظوظة |
Adam karısını seviyor. | Open Subtitles | حسنا, الرجل يحب زوجته |
Bizim birbirimizi sevdiğimiz kadar, o da karısını sevdiğini iddia ediyor. | Open Subtitles | يزعم أنه يحب زوجته بقدر ما يحب واحدنا الآخر |
Ama bir hayranın olarak, koçumuzun, karısını sevdiğini bilmek, oyundan daha fazla zevk almamızı sağlayabilir. | Open Subtitles | لكن كمشجع، يساعدني فعلاً أن أستمتع بالمباراة إذا عرفت أنّ المدرب يحب زوجته |
Hâlâ karısını seviyor. | Open Subtitles | انه مازال يحب زوجته |
Örneğin, Joe karısını seviyor, yani karısını seviyor ama yine de seninle yattı. | Open Subtitles | على سبيل المثال، (جو) يحب زوجته يحبها حبًّا جمّا لكنه مع ذلك نام معكِ |
Bay Dharma karısını seviyor, aralarında değişen bir şey yok. | Open Subtitles | سيد (دارما) يحب زوجته , لا شيء حل بينهما |
karısını seviyor. | Open Subtitles | انه يحب زوجته |