Özelde, kendi zaman ve mekanımızda izliyebiliyoruz ve kimsenin bizim bunu izlemek için ekrana tıkladığımızı bilmesine gerek yok. | TED | يمكن أن نشاهدها على انفراد، في وقتنا وفضائنا الخاص، ولا أحد يحتاج أن يعرف أبدا متى قمنا بفتح الفيديو ومشاهدته. |
Kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا أحد يحتاج أن يعرف سوف يكون سر صغير بيننا |
Kimsenin üçüncü defteri bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا أحد يحتاج أن يعرف عن كتاب القاصات الثالث |
Bu bizim küçük sırrımız olabilir. Kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | يمكن أن يكون سر بيننا لا أحد في الخارج يحتاج أن يعرف |
Jenna Christina Aguilera'nın doğum yaptığı sırada sesini kaybettiğini sanıyor ve Tracy'nin de buralarda artık 2 numara olduğunu bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | "جينا" تعتقد أن "كريستينا أجيوليرا" قد فقدت صوتها أثناء الولادة و "تراسي" لا يحتاج أن يعرف |
- bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | . لا يحتاج أن يعرف |
- Kimsenin gerçekleri bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا أحد يحتاج أن يعرف الحقيقة |
- Tamam, yenileme bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | حسناً، (جيسون) لا يحتاج أن يعرف عن المسك |
Kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | إسمَع، لا أحد يحتاج أن يعرف. |
Ben gidiyorum Wenna. Kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | أنا ذاهب يا (وينا) لا أحد يحتاج أن يعرف |
Reggie'nin bunu bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا يحتاج أن يعرف (ريجي) ذلك |