"يحدث شيئاً" - Translation from Arabic to Turkish

• şey olmayacak
• şey olmadı
• şey olmuyor
• birşey olmadı
• olmadıysa
• kötü bir şeyler

Tümör iyi huylu. Hiçbir şey olmayacak. Midesinde biraz yanma dışında.
الورم حميد، لن يحدث شيئاً عدا حرقة القلب

Bütün gece beni ayakta tutacaksın ama hiçbir şey olmayacak ve yarın yine beni bütün gece ayakta tutacaksın.
تبقيني ساهراً طوال الليل، ولا يحدث شيئاً ثم تبقيني ساهراً مجدّداً طوال الليل غداً هذا هو إنتقامكَ

Bu saçmalıkla başa çıkmak zorunda kalan bendim ve hiç kötü bir şey olmadı.
أنا الوحيدة التي يجب عليها أن تعيش مع هذه الشئ المرعب و لم يحدث شيئاً سيئاً

Geçen hafta hiçbir şey olmadı. Merak etme. Ben oradaydım.
لم يحدث شيئاً فى الإسبوع الماضى لا تقلقى لقد كنت هناك

- Evet. Ve hiçbir şey olmuyor da.
نعم، و لم يحدث شيئاً ثم ماذا ؟

Çünkü birşey olmadı da ondan Michael.
(لأنه لم يحدث شيئاً يا (مايكل

Sanırım hâlâ olmadıysa, olacağını da sanmıyorum.
إذا لم يحدث شيئاً بعد لا أظن أن شيئاً سيحدث

Bir çocuk çok kez birilerine kötü bir şeyler olmasını diler ve bir şeyler gerçekten olursa, suçluluk duyarlar.
الطفل يرغب في كثير من الأحيـان أن يحدث شيئاً فظيعاً لشخص مـا وإذا حدث الشيء لهذاالشخص... الطفل يعتقد بأنّه تسبّب في ذلك

Fena içeceğim, sonra zom olacağım ve üstümü örtüp yanağımdan öpeceksin ve bir şey olmayacak.
سوف أثمل كثيراً وأغفل في النوم وتغطينني بلحاف وتقبّلني على خدي, ولا يحدث شيئاً

Biz yanındayız. Hiçbir şey olmayacak.
نحن برفقتك الآن لن يحدث شيئاً ما

Söz veriyorum, hiç iyi bir şey olmayacak.
ولديكِ كلمتى لن يحدث شيئاً جديداً

Kötü hiçbir şey olmayacak. Söz veriyorum, tamam mı?
لن يحدث شيئاً فظيعاً، أعدكِ، حسناً؟

Anlamıyorsun. Ne olacağını bilmiyorsun. Hiçbir şey olmayacak.
أنت لا تفهمين، لا تعرفين ماذا سيحدث - .لن يحدث شيئاً -

Ama hiçbir şey olmadı. Bu olayları garipleştirmemeli.
ولكن لم يحدث شيئاً لا يُفترض أن تصبح العلاقة بيننا غريبة

Bak, biliyorum ikimizin arasında hiçbir zaman bir şey olmadı ama kim olduğum konusunda kuşkularım vardı ve senin etrafında güvende hissediyordum.
أسمع، أعرف أن لم يحدث شيئاً بيننا لكني كنت محتار بشأن هويتي ولقد كنت أشعر بالأمان حولك

İşte söyledim, bakın hiçbir şey olmadı.
أترَيْن، لقد قلتها، ولم يحدث شيئاً

Ona bir şey olmadı. Merak etme.
لم يحدث لها شيئاً لم يحدث شيئاً

Hiçbir şey olmadı Rawdon. Yalvarırım inan bana. Masumum.
لم يحدث شيئاً يا "رودون"، أرجوك صدقني، أنا بريئة

Pek bir şey olmuyor.
لم يحدث شيئاً كثيراً

Hiçbir şey olmuyor.
لم يحدث شيئاً

Eğer bunların hiçbiri olmadıysa, belki telefon konuşması da olmadı.
حسناً إذا لم يحدث شيئاً من هذا بعد ربما الإتصال الهاتفي لم يحدث بعد

Ona demiştim ki halata tırmandığı takdirde, kötü bir şeyler olabilirdi.
...أخبرتها بأنني أعتقد أنه قد يحدث شيئاً سيئاً إذا صعدت على الحبل