Elektronik atığı açık alanlarda yakıyorlar. | TED | يحرقون الفضلات الالكترونية في فضائات مفتوحة |
Bu doğru değil. Şu dumana bakın. Sanırım kömür yakıyorlar. | Open Subtitles | كلا, ليس كذلك أنظروا إلى الدخان أراهن أنهم يحرقون فحماً بمعنى آخر, أرض |
Bazı insancıl ülkelerde hayvanları bile yakarlar. | Open Subtitles | في بعض المناطق الإنسانية يحرقون جثث الحيوانات أيضًا |
Batıağıl'dan geçen vahşiler bütün köyleri yakıp yıkıyorlarmış. | Open Subtitles | الرجال المتوحشين يتحركون الآن خلال الغرب يحرقون ما يجدون |
Hayır, bazıları ateşe atılıyor, bazıları kaynar suya. | Open Subtitles | لا ، البعض يحرقون و البعض الاخر يسلقون في الماء |
Kaç tane adam babasının gece kulübünü babası hâlâ içindeyken yakar ki? | Open Subtitles | كم من الرجال يحرقون نادي والدهم الليلي بينما والدهم مازال بداخله |
"kes ve yak" tarımımız vardı; insanların gübreye paraları yetmiyordu, bu nedenle ağaçları yakıyor ve orada mevcut mineralleri kullanıyorlardı. Yangınlar sıklaştı ve bir süre sonra elinizde verimliliğin kalmadığı bir arazi parçasıyla kalıyordu. | TED | كان لدينا القطع وحرق الزراعة؛ والناس لا تستطيع تحمل تكاليف السماد لذا يحرقون الأشجار ونصف المعادن المتاحة هناك. أصبحت الحرائق أكثر حدوثاً وبعد فترة تصبح عالق بمساحة من الأرض حيث لم يتبقى أي خصوبة. |
İnsanlar çalıyor, şehri yakıyorlardı bir şeyler yapmalıydık. | Open Subtitles | كان الناس ينهبون, يحرقون المدينة كان علينا ان نفعل شئاً ما |
yakıyorlar, karıştırıyorlar ve bütün tatları hayata geçirmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | هم يحرقون ويخلطون ويصنعون جميع النكهات الحية |
Sanırım orada bazen çöp yakıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنهم يحرقون بعض النفايات هناك في بعض الأحيان |
Sanırım bazen orada çöp yakıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنهم يحرقون بعض النفايات هناك في بعض الأحيان |
Su kenarından birkaç kilometre çapına kadar otları yakıyorlar. | Open Subtitles | يحرقون العشب مِن حول حفرة الماء الوحيدة لعدة كيلومترات. |
Evet. Salı günleri ölümcül derecede hastaları ve sakatlığı olanları yakıyorlar. | Open Subtitles | اجل، الثلاثاء، يحرقون المصابين بالشلل، والمرضى الميؤوس من شفائهم |
Eğer bu sızıntıyı bulmak konusunda sana gevşek davranırsam karım olduğun için ikimizi de yakarlar. | Open Subtitles | إذا قطعتُ لكِ أي تراخي يقوم بذلك التسريب، زوجتي، هم يحرقون كِلانا هنا. |
Normalde arındırmak için kurbanlarını yakarlar,.. | Open Subtitles | إنهم عادة ما يحرقون ضحاياهم أو يصلبونهم، |
ama onları içeri tıkmam gerekiyor şu an paraları yakıp. uyuşturucu çekiyorlardır kendilerince güvenli bir yerlerde | Open Subtitles | لكني اُريد حبسهم الآن هم يحرقون أربطة النقود في منزل آمن و دفعوا لمن سيشهدون معهم مقدماً منذ اُسبوع |
Evet, kendi pantolonunu ateşe veren çocuklarla değil. | Open Subtitles | نعـم و ليس الفتيـان الذيـن يحرقون سروالهم الخـاص |
Tanrıya inanan insanlar da birşeyler yakar, Hyde. | Open Subtitles | الذين يحرقون الاشياء يؤمنون بالرب ، "ايضاً "هايد |
Bakın! Yeni evlenmiş zenci gey bir çift Amerikan bayrağı yakıyor! | Open Subtitles | اثنان من الشواذ جنسياً ذوي العرق المختلف يحرقون العلم الأمريكي |
"Her gün cesetleri yakıyorlardı. Her gün, her gün, her gün." | Open Subtitles | كلّ يوم كانوا يحرقون الجثث كلّ يوم ، كلّ يوم ، كلّ يوم |
Aceleyle terk ettiler ne yaralarını sarmaya ne de ölülerini yakmaya uğraşmadılar. | Open Subtitles | غادروا مسرعين دون أن يضمّدوا جراحهم حتى أو يحرقون موتاهم |
James'in viskiyi damıtırken neden bu kadar çok lanet turba kömürü yaktıklarını anlamak için İskoç Damıtımevi tarafından işe alındığını ortaya çıktı. | TED | اتضح انه كان مستأجرا من مصنع تقطير اسكتلندي لفهم لماذا يحرقون الكثير من الخث النباتي لتقطير الويسكي |
Bundan bir saat sonra, cesetlerinizi bir yığın yapıp yakacaklar... | Open Subtitles | سيكونون يحرقون جثثكم بعد ساعةٍ من الآن في كومةٍ من الركام |
Eskiden senin gibileri diri diri yakarlardı. | Open Subtitles | قديماً كانوا يحرقون من هم علي شاكلتك أحياء |
Yabanî İnsanlar, şu anda Batımıntıka'da ilerliyorlar, geçtikleri her yeri yakarak. | Open Subtitles | الرجال المتوحشين يتحركون الآن خلال الغرب يحرقون ما يجدون |
Neden kendi gezenlerini yakmıyorlar? | Open Subtitles | لماذا لا يحرقون كوكبهم فقط |
Hindistan'da düğün kararlaştırılan saat yapılmazsa gelini yakıyorlarmış. | Open Subtitles | قالت أنه في الهند, إن كان الزواج لم يجهز في موعده المحدد يحرقون العروس |