"يحظى بها" - Translation from Arabic to Turkish

    • sahip olamadığı
        
    • anlayıp
        
    - Ama kabul et veya etme ama ten rengin benim gibilerin hiç sahip olamadığı daha çok imkânı sağladı sana. Open Subtitles -أعجبكي هذا أم لا لون بشرتكي منحكي الكثير من الفرص عن أي حد مثلي لم يحظى بها
    Hiçbir zaman sahip olamadığı kızı gibiydim. Open Subtitles كنتُ كالأبنة التي لم يحظى بها أبدا
    Çünkü pirelerin nasıl duyduklarını bilmiyordum ya da köpekler gibi, sesteki iyiliği anlayıp anlamadıklarını. Open Subtitles لأنني لم أعرف أي قدرة من السمع يحظى بها البراغيث أو ما إذا كان بوسعهم الشعور بلطافة الصوت مثل الكلب
    Yani sonuçta Danny hayatı boyunca onu sevmiş de sonradan onunla olamayacağını anlayıp Georgie'nin yanına Paris'e gidecek değil ya. Open Subtitles اعنى,ليس وكأنه كان واقعاً فى ،حبها طوال حياته ،وحينما ادرك اخيراً انه لن يحظى بها غادر الى (باريس) مع (جورجى)
    Yani sonuçta Danny hayatı boyunca onu sevmiş de sonradan onunla olamayacağını anlayıp Georgie'nin yanına Paris'e gidecek değil ya. Open Subtitles ،يا صاح,ليس وكأنه كان واقعاً فى حبها طوال حياته ،وحينما ادرك اخيراً انه لن يحظى بها غادر الى (باريس) مع (جورجى)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more