"يحقّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • hakkım
        
    • hakkın
        
    • hakkı
        
    • hakkınız
        
    • hakkına
        
    • ilahidir
        
    Depresif olmaya hakkım olduğunu düşünmüyordum. TED لم أعتقد بأنّه يحقّ لي أنْ أكون مكتئبة.
    Senin eroin kullanmanla ilgili benim fikir sahibi olma hakkım olmadığı gibi. Open Subtitles تماما كما لا يحقّ لي أن أحظى برأي حول تعاطيك
    - Hayır, seçme hakkın yok. Bedava yemek yiyeceksin. Open Subtitles لا يحقّ لك الإقتراح، ولكن يحقّ لك تناول وجبة مجانية
    Bana yaptığından sonra soru sormaya hakkın olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لستُ متأكّدة من أنّه يحقّ لكَ أن تطرح أسئلةً بعد ما فعلتَه بي
    Eğer tutuklu nakil esnasında kaçma teşebbüsünde bulunursa yetkililerin tutukluya ateş açma hakkı saklıdır. Open Subtitles ذاك الذي ينصّ على أنّه إن حاول سجين الفرار خلال عمليّة النقل فإنّه يحقّ للعميل المرافق إرداؤه في مؤخّر رأسه
    Bunların hiçbirine erişim hakkınız olmayacak. Open Subtitles سجلّات النسب لن يحقّ لكِ الوصول إلى أيّ منها
    Sessiz kalma hakkına sahipsiniz. Eğer sorgulandığınızda, bilip de söylemediğiniz bir şey olması takdirde mahkemedeki savunmanız zedelenecektir. Open Subtitles يحقّ لكِ الصمت، ولكنّ قد يؤثر على دفاعك عندما تمتنعين عن الإجابة في حال استجاوبك
    Bazı şeylerle oynamak bizim haddimize değil. Bazı şeyler ilahidir. Open Subtitles لا يحقّ لنا التّدخّل في بعض الأشياء، بل يحقّ ذلك للرّبّ فحسب.
    Diğer insanlar gibi benim de hakkım var. Open Subtitles .يحقّ لي ما يحق لهم .سبعة ليرات
    Beni soğuk kanlılıkla vuracaksan sanırım karşılığında ne alacağını bilmeye hakkım var kardeşim. Open Subtitles إن كنتَ ستطلق النار عليّ بدمٍ باردٍ يا أخي... أعتقد أنّه يحقّ لي أن أعرفَ علامَ ستحصل في المقابل
    Lanet olsun, dostum. Burada olmaya hakkım var. Open Subtitles يا للجحيم، يا رجل يحقّ لي أن أكون هنا
    Kullanma hakkım olmalı. Open Subtitles يحقّ لي استخدامها
    Vicdanlı biri olabilirsin ama bana ne yapmamı söylemeye hakkın yok. Open Subtitles قد تكون ضميراً حيّاً، لكن لا يحقّ لكَ أن تملي عليّ أفعالي.
    Bilgisayarıma gizlice girip onu çalmaya hakkın yok senin. Open Subtitles لا يحقّ لك استراق النظر لمحتوى حاسوبي فضلاً عن سرقته
    Bana yaptığından sonra soru sormaya hakkın olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لستُ متأكّدة من أنّه يحقّ لكَ أن تطرح أسئلةً بعد ما فعلتَه بي
    İşte nasıl davranacağımı söylemeye her türlü hakkın var ama evde ne yapacağımı söylemeye hiç hakkın yok. Open Subtitles لكَ الحقّ في أن تأمرني بما أفعل في العمل لكن لا يحقّ لكَ ذلك في المنزل
    Hepimizin ara sıra gerzeklik yapmaya hakkı vardır. Open Subtitles يحقّ لنا جميعاً التصرّف بحماقة بين الحين والآخر
    Jürinin dinlemeye hakkı var. Open Subtitles مازال يحقّ لهيئة المحكمة سماعه
    Oh, önemli değil. Herkesin bir tane hakkı var. Open Subtitles لابأس بذلك, كلّ يحقّ له التغيّب لمرّة.
    Hatta hiçbir şey yapma hakkınız yok. Open Subtitles لا يحقّ لكِ أن تفعلي أيّ شيء.
    Bunu yapmaya hakkınız yok. Open Subtitles لا يحقّ لك فعل ذلك.
    Öç alma hakkına da sahipsin. Open Subtitles أقول أنّه يحقّ لكِ بعض الإستحقاقات.
    Bazı şeylerle oynamak bizim haddimize değil. Bazı şeyler ilahidir. Open Subtitles لا يحقّ لنا التّدخّل في بعض الأشياء، بل يحقّ ذلك للرّبّ فحسب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more