Demek Frank onun için pişirdiğim ilk şeyin braçiol olduğunu sana söylemedi? | Open Subtitles | ألم يخبركِ فرانك أن البرجول كانت أول طبخة طبختها له ؟ |
Geleceğimi sana söylemedi mi? | Open Subtitles | ألم يخبركِ أنني قادم ؟ أجل، بالطبع أخبرني |
Bizlerden daha iyisiniz. Bir dahi ve bir sanatçı olduğunuzu söyleyen olmadıysa ben ilk olayım. | Open Subtitles | إنّكِ أفضل من بقيتنا، إذا لمم يخبركِ أحد بهذا حتى الآن، فإنّكِ فتاة عبقرية وفنانة |
Baban sana bir şey söylemek istiyor. | Open Subtitles | أنه من النوع الصغير أباك يريد أن يخبركِ بشيء |
Ya birisi oğlunu öldürmeye çalışıyor ve kasabadan gitmen lazım ya da nerede yaşadığını bilen dengesiz herifin teki kasabadan ayrılmanı söylüyor. | Open Subtitles | إما شخص يحاول قتل إبنكِ و عليكِ الخروج من البلدة, أو مسخ مختل, يعرف أين تعيشين تماماً, يخبركِ أن تخرجي من البلدة. |
Sana anlatmadı. | Open Subtitles | أو يمكننا العودة لمنازلنا. لم يخبركِ عنه. |
Bunun rezil bir plan olduğunu söyleyecek biri lazım sana. | Open Subtitles | أنتي بحاجة لـ شخص يخبركِ بأنّ هذه خطة فاشلة. |
Her gün kocan sana 65 yaşında bir erkek için seni terk ettiğini söylemiyor. | Open Subtitles | انه ليس في كل يوم يخبركِ زوجكِ انه سيتركك ليبقى مع رجل عجوز عمره 65سنة |
Biri gelip sana gerçeğe aykırı bir şey söylediğinde yalan söylüyorlar, nokta. | Open Subtitles | عندما يخبركِ شخصاً ما شيئاً معارضاً للواقع، فإنّهم يكذبون، هذا كلّ شي |
Senin için poker oynadığımızı söylemedi mi? | Open Subtitles | ، ألم يخبركِ أننا راهنا بالبطاقات من أجلكِ ؟ |
Benimle de burada buluşacağını sana söylemedi değil mi? | Open Subtitles | لم يخبركِ بأنه سيقابلكِ هنا، أيضاً، صحيح؟ |
Baban dün gece hakkında bir şey söylemedi mi? | Open Subtitles | ألم يخبركِ والدكِ عن أي شيء حدث في الليلة الماضية إذن؟ |
Kimse sana insanları gözetlemenin kibar bir davranış olmadığını söylemedi mi, küçük kız? | Open Subtitles | ألم يخبركِ أحد من قبل أنه ليس من الأدب التجسس على الآخرين يا صغيرة؟ |
Yardımcınız bunu sana söylemedi mi? | Open Subtitles | حسناً , ألم يخبركِ متعهد حفلات الزفاف بذلك ؟ |
Abim sana bozkırda yalnız dolanmamanı söylemedi mi? | Open Subtitles | ألم يخبركِ أخى بعدم السير فى المستنقعات وحيدة ؟ |
Bunu söyleyen olmak hiç hoş değil, ama hemşireyle konuştum. | Open Subtitles | ، أكره أن أكون أنا مَن يخبركِ بهذا ، ولكنني تحدثت إلى المرضة |
Ben çıkana kadar bekleyin lütfen. Bak, bunu sana söyleyen kişi olmaktan hiç de mutlu değilim ama annen... | Open Subtitles | اسمعي، أكره أن أكون من يخبركِ بهذا ولكنوالدتكِ.. |
Kocanız bir şeyi bilmenizi istiyor. Size bir şey söylemek istiyor. | Open Subtitles | زوجكِ يودكِ أنّ تعلمي شيئاً، يود انّ يخبركِ أمراً. |
Google ne zamandan beri sana medeni durumunu söylüyor. | Open Subtitles | منذ متى يخبركِ الانترنت بالحالة الزواجية للشخص؟ |
Bedenlerine yaptıkları rezil şeyleri anlatmadı mı? | Open Subtitles | ألم يخبركِ بالأمور الحقيرة التي يفعلونها بأجسادهن؟ |
Duygularını nasıl dizginleyeceğini sana söyleyecek kişi ben değilim. | Open Subtitles | لستُ أفضل مَن يخبركِ كيف تتعاملين مع مشاعركِ |
Sana soğuk davranıyor, ulaşmakta zorlanıyorsun ve ne yaptığı hakkında hiçbir şey söylemiyor. | Open Subtitles | لقد أصبح متحفّظ قليلاً و من الصعب الوصول إليه و لا يخبركِ بكل شيء يقوم به |
Yaşadığı yeri söylediğinde onu koruyabileceğiz. | Open Subtitles | لذلك بمجرد أن يخبركِ أين يعيش سنكون قادرون على حمايته وأنتِ يمكنك أن تخبريه بكلّ شيء |
Senin olduğunu düşündüğünü söylemesi kadar onun olmadığını düşünmeni sağlamanın daha iyi bir yolu var mı? | Open Subtitles | حسنٌ، هنالك واشي، وأفضل طريقة لجعلكِ تعتقدين بأنّه ليس الواشي، هو أن يخبركِ بأنّه كان يعتقد بأنّكِ أنتِ الواشية |
Gerçek kimliğinden size hiç bahsetmedi mi? | Open Subtitles | هو لم يخبركِ عن هويته الحقيقية أبدًا؟ |
Eminim sana söylememiştir. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يخبركِ بذلك، هل فعل؟ |
Ama Maxim'in bir şey söyleyip söylemediğini merak etmiştim. | Open Subtitles | لكننى أتسأل لماذا لم يخبركِ "ماكسيم" بذلك |