Birazcık inanç olmadan kimsenin doğru düzgün test etmediği bir roketle, 309 million km'lik gezegene gidip gelmezsin. | Open Subtitles | لم تكن لتسافر لمسافة 309 مليون كم000 الى الفضاء الخارجى000 فى سفينه صاروخيه لم يختبرها اى شخص |
Loomis'in oyununu test ettiği oyun şirketi. Oyunu buradan aldı. | Open Subtitles | إنها لعبة الشركة التي كان يختبرها لأجلهم |
Ancak test sonuçları, mümkün olduğunu sandığımızdan da öteydi. | Open Subtitles | ومع ذلك لم يختبرها أحد ولا أحد مننا يعتقد أنه من الممكن |
İlki: "Pekala, yani şimdi bir adam Fransız, Parisli bir laboratuarda numunenizi inceliyor ve Jean-Francis veya her kimse test ediyor. | TED | أولًا: "حسنًا، تعلم، شخص في فرنسا، في مختبر باريسي يفتح عينتك، تعلم، جان فرانسيس كذا وكذا، وإنه يختبرها. |
Louic'in Onu terketmediğini, sadece test etmek istediğini sanıyor | Open Subtitles | تظن أنه لم يتركها وأنه فقط يختبرها |
- Belki de test ediyordu. | Open Subtitles | ربما كان يختبرها |
- Belki de test ediyordu. | Open Subtitles | ربما كان يختبرها |