Arkadaşımın yatı marinada, biz de okul sonrası biraz içki alırız.. | Open Subtitles | لقد أرسى صديقي يخته في الميناء لذلك سنتناول شرابا بعد المدرسة |
- yatı bu sabah okyanusta sürüklenirken bulundu. | Open Subtitles | لماذا؟ تم العثور على يخته عند البحر هذا الصباح |
- Milyoner. Tamam önce milyarderdi, artık milyoner, yatında yaşıyor. | Open Subtitles | حسناً، ملياردير سابق ومليونير حالي يسكن في يخته |
Bizi Catalina sahilindeki yatında ağırladı ve zarif bir ev sahibiydi. | Open Subtitles | رحب بنا في (كاتالينا) في يخته و كان على أشد الكرم |
Ama, orada iki saat bekledim ve yatını satma hikayesini iki saat boyunca dinledim. | Open Subtitles | بدلا من ذلك جلست لمدة ساعتين و أستمع إليه عن بيع يخته |
Muhtemelen iskelenin orada yatını kurcalıyordur. | Open Subtitles | إنَّهُ على الأرجح في حوض السفن يصلح شيء ما في يخته |
Bekle bir dakika. Babasının beraber yatta olduklarını doğruladığını söyledin. | Open Subtitles | تمهلي، لقد قلتي أنّ والده أخبركِ أنّه كان على يخته |
Bunu biliyorum. Bir milyarderin yatının güvertesinde ay ışığı eşliğindeki titrek parıldaması. | Open Subtitles | أعرف هذا ، إنّها الطريقة التي يظهر بها الملياردير على يخته في ضوء القمر |
Ada önlerinde yatı karaya oturmuş. | Open Subtitles | يخته تحطم بساحل الجزيرة |
Brian Blitek adındaki biri bu yatı kiralamış. | Open Subtitles | شخص ما يدعى (برايان بلاتيك) يستأجر يخته |
yatında akşam yemeğine çağırıyor. | Open Subtitles | يريدني أن أتناول معه العشاء في يخته |
Montego Körfezinde kışı geçirmekte olan, 'Arsız Sue' isimli yatında İngiliz Kriket Milli Takımı ve Bali Bereket tanrıçası ile içki içmek üzere beni davet ediyor. | Open Subtitles | يدعوني لأشرب معه على يخته "المغازل البذيء"، وهو يقضي الشتاء في مونتيغو باي مع منتخب إنجلترا للكريكيت |
En son yatında görüldü. | Open Subtitles | لقد شوهد آخر مرة في يخته آه نعم .. |
yatında parti yapmak için izin almıştık. | Open Subtitles | لقد تمّ منحنا الإذن للإحتفال على يخته |
Alışveriş yaparken bize çarptı ve yazın geriye kalanını onun yatında geçirdik. | Open Subtitles | لقد... ألتقى بنا في يوم عندما كنا نتسوق فقضينا بقية الصيف في يخته |
Başka birisinin köşkünde rahat rahat uyursun artık. Ve sonra da yatını gönlünün istediği yere götürürsün, değil mi? | Open Subtitles | تنـال قسطـًا من النوم في قصر رجـل آخر ومن ثمّ تأخذ يخته إلى المكان الذي يرغبه قلبك |
Kurbanın yatını çalmaya kalktığını söylüyor. | Open Subtitles | وقال إن الضحية كان يحاول سرقة يخته. |
yatını. | Open Subtitles | يخته |
yatını gördün mü? "Bayan Daisy"? | Open Subtitles | هل ترين يخته ؟ |
Herkes zengin çocuğun kaza yapan kadar yatta arkadaşlarıyla parti verdiğini biliyor. | Open Subtitles | يعرف الجميع أنّك ذلك الغني الذي كان يحتفل على يخته مع أصدقائه قبل أن يغرق. |
Ona, o tuhaf yatının parasını bu yatırımın ödediğini ve hissedarlar toplantısında bana teşekkür edeceğini söyle. | Open Subtitles | أتعلم، أخبره بأن هذا الإستثمار هو ما دفع ثمن يخته السخيف هذا وأنه سوف يشكرني في اجتماع المُساهمين. |